Sie suchten nach: during times of rapid glucose change (Englisch - Türkisch)

in times of change we need new alternatives, new ideas.
degisim zamanlarinda yeni alternatiflere, yeni fikirlere ihtiyacimiz var.

three times of privacy for you.
(bu) Üçü sizin için mahrem (vakitleri)dir.

women, it said, tend to be dismissed more often during times of financial crisis.
Örgüt, kadınların mali kriz dönemlerinde daha sık işten çıkarılma eğiliminde olduğunu belirtti.

these are your three times of privacy.
bunlar mahrem halde bulunabileceğiniz üç vakittir.

in addition, zero sum games are becoming common, especially during periods of rapid and frantic change, as adjustment costs vary enormously among countries.
Özellikle hızlı ve çarpıcı değişikliklerin yaşandığı dönemlerde, ülkelerin bu süreçlere adapte olma maliyetleri birbirinden oldukça farklı olduğundan, sıfır toplamlı oyunlara sıkça rastlanıyor.

"times of crises are also times of opportunities.
"kriz zamanları aynı zamanda fırsat zamanları.

who are patient in misfortune and hardship and during the time of courage.
antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder.

in this respect, we must not underestimate the importance of keeping hopes alive during times of economic and social duress affecting more than a few citizens.
bu bağlamda ekonomik ve sosyal baskının ülke genelinde hissedildiği dönemlerde umutları ayakta tutmanın önemini göz ardı edemeyiz.

the theme was chosen because of rapid developments in this branch of technological research.
temanın seçilme nedeni, teknolojik araştırmaların bu dalında meydana gelen hızlı gelişmeler.

he warned of the risk of rapid credit growth due to the development of the domestic banking system.
justice, yerli bankacılık sisteminin gelişmesi nedeniyle hızlı kredi büyüme riskine karşı uyardı.

time of injury
yaralanma saati

==plot==the tardis materialises in 12th century palestine, during the time of the third crusade.
==konu==tardis, 12. yüzyılda Üçüncü haçlı seferleri sırasında filistin'e cisimlenir.

and we started -- this was way back before there was really much sla going on, not a lot of rapid prototyping.
ve başladık-- bütün bunlar henüz ortalıkta çok fazla sla olmadığı zamanlarda oldu çok fazla hızlı protoipleme yoktu.

calculation of discharge time of ticket hall
bİlet holÜ kati boŞalma sÜresİ hesabi

by the time of the afternoon!
andolsun akıp giden zamana ki;

so i went to russia, and my mother also, [during the] time of [the] soviet union.
böylece sovyetler birliği döneminde annem ile birlikte rusyaya gittim.

what's your favorite time of day?
günün en sevdiğiniz vakti nedir?

this was a time of bewildering changes to the dutch system of provinces.
bu konu hollanda politikacıları tarafından epeyce zamandır görüşülmekte idi.

“until the time of the known day.”
"bilinen vaktin gününe kadar."

remembering a time of greater homogeneity, greeks are still coming to grips with such changes.
homojenliğin daha fazla olduğu zamanları hatırlayan yunanlılar hala bu tür değişimlerle ilgilenmeye başladılar.