Sie suchten nach: great to hear brother (Englisch - Türkisch)

it's great to see.
buna şahit olmak muhteşem bir şey.

it was great to be here.
burada olmak harikaydı.

it's great to meet you.
seninle tanışmak harika.

it's great to have a family.
bir aileye sahip olmak mükemmel.

im glad to hear that
duyduğuma sevindim ☺️ sağolsun ben de iyi

i need to hear it.
onu duymam gerekiyor.

or ears to hear with?
yoksa işitecek kulakları mı var?

i am sad to hear it.
ben onu duyduğuma üzüldüm.

i want to hear your voice
sesini duymak istiyorum

he affected not to hear me.
beni duymamış numarası yaptı.

i'm glad to hear it!
bunu duyduğuma sevindim!

and that's why it's great to have collaboration.
disiplinlerarası işbirliğinin sevdiğim yanı da bu işte.

who hath ears to hear, let him hear.
kulağı olan işitsin!››

he wanted to hear about the news.
haberi duymak istedi.

i arrived too late to hear his speech.
onun konuşmasını dinleyemeyecek kadar geç vardım.

i would like to hear your honest opinion.
samimi fikrini duymak istiyorum.

because seti doesn't want to hear this.
Çünkü seti bunu duymak istemez.

use light contact to hear low frequency sounds.
düşük frekanslı sesleri duymak için hafif kontak sağlayın.

tom didn't expect to hear mary's voice.
tom mary'nin sesini duymayı ummuyordu.