Sie suchten nach: he must be a fool that he should do such ... (Englisch - Türkisch)

you should not do such a thing.
böyle bir şey yapmamalısın.

it is strange that he should say such a thing.
böyle bir şey söylemesi garip.

he must be crazy to say such a thing.
böyle bir şey söylemek için deli olmalı.

why did he do such a thing?
o niçin öyle bir şey yaptı?

he must be a fool to talk like that.
böyle konuşmak için aptal olmalı.

a gentleman would not do such a thing.
bir beyefendi böyle bir şey yapmazdı.

a gentleman wouldn't do such a thing.
bir centilmen böyle bir şey yapmazdı.

what made her do such a thing?
ona öyle bir şeyi yaptıran nedir?

a japanese person would never do such a thing.
bir japon insanı böyle bir şeyi asla yapmazdı.

how could you do such a thing?
böyle bir şeyi nasıl yapabildin?

don't do such a thing in fun.
Şakadan böyle bir şey yapmayın.

he must be a good boy.
o iyi bir çocuk olmalı.

an honest man would not do such a thing.
dürüst bir insan böyle bir şey yapmazdı.

i cannot bring myself to do such a thing.
böyle bir şey yapmak için kendimi ikna edemiyorum.

trying to do such a thing is a waste of time.
böyle bir şeyi yapmaya çalışmak zaman israfıdır.

i can't bring myself to do such a thing.
böyle bir şey yapmak için kendimi ikna edemem.

he must be a good politician and leader.
İyi bir siyasetçi ve lider olmalı.

there is no reason why you shouldn't do such a thing.
böyle bir şeyi yapmaman için hiçbir sebep yok.

judging from what you say, he must be a great writer.
ne dediğine bakılırsa o, büyük bir yazar olmak zorunda.

it can be expensive, not feasible, unethical, or, frankly, just not possible to do such a thing.
Çok pahalı olabilir [çok zor] ahlaki olmayabilir, veya, dürüstçe söylemem gerekirse, mümkün de değil.