Sie suchten nach: high level (Englisch - Türkisch)

high level
yüksek düzey

high level protocol
yüksek düzeyli protokol

high-level language
yüksek düzeyli dil

high level latex frontend
yüksek seviye latex ön ucu

many high-level officials attended the meeting.
birçok üst düzey yetkili toplantıya katıldı.

olympus e-620 slr photography on a high level
olympus e-620 ile üst seviye fotoğrafçılık

at the moment that is a high level of support.
Şu anda yüksek ölçüde bir destek söz konusu.

barroso will be accompanied by a high-level delegation.
bu gezide barroso'ya üst düzey yetkililerden oluşan bir heyet eşlik edecek.

corporate bankruptcies continued at a high level last month.
Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.

tr: thanks for the interaction on a high level there.
tr: katılmak için kendinizi bu kadar zorlamasaydınız.

considering the overall turkey medtronic data as high-level;
overall türkiye medtronic verilerine high-level olarak bakacak olursak;

bulgaria promises transparency in investigating high-level corruption scandal
bulgaristan, üst düzey yolsuzluk skandalını soruştururken şeffaflık sözü verdi

union policies shall ensure a high level of consumer protection.
birlik politikaları, tüketicilere yüksek düzeyde korunma sağlayacaktır.

european commission slams romania and bulgaria over high-level corruption
avrupa komisyonu'ndan romanya ve bulgaristan'a üst düzey yolsuzluk tokadı

albania fights high-level corruption with an improved procurement system.
arnavutluk üst düzey yolsuzlukla mücadelesinde iyileştirilmiş bir satın alma sisteminden yararlanıyor.

and let's start at the high level, on the macro-factors.
ve yüksek seviyeden, makro faktörlerden başlayalım.

one high-level corruption case involved the h1n1 flu vaccine. [reuters]
Üst düzey yolsuzluk davalarından birisi de h1n1 grip aşısıyla ilgili. [reuters]

from a technical viewpoint, the canon sx10 is finds itself on a high level.
teknik açıdan bakıldığında canon sx10 is fotoğraf makinesi üst seviye bir model.

its mandate is to investigate high-level politicians, including members of parliament.
komisyonun görevi milletvekilleri de dahil olmak üzere üst düzey siyasileri soruşturmak.

eulex senior officials have also confirmed there are high-level investigations under way.
eulex’in kıdemli yetkilileri de üst düzey soruşturmaların yürütüldüğünü doğruluyor.