Sie suchten nach: humility (Englisch - Türkisch)

and they have humility.
ve alçakgönüllüler.

he talked of her kindness and humility.
onun nezaket ve alçak gönüllülüğünden bahsetti.

and thirdly, we need to have some humility.
ve üçüncü olarak, biraz tevazuya sahip olmalıyız.

all shall come to him in utter humility.
[17,52; 30,25; 70,43]

supplicate to your lord with humility and in secret.
dua edin rabbinize yalvarıp yakararak gizlice.

and let your longing be for your lord (in humility).
ancak rabbine yönel.

with much greater humility, he knocks again on the door.
ve çok daha büyük bir tevazu ile kapıyı tekrar çalar.

and humility because we are all human. we all make mistakes.
ve tevazu çünkü hepimiz insanız. hepimiz hata yaparız.

when our torment reached them, why then did they not believe with humility?
bâri, kendilerine şiddetimiz geldiği vakit yalvarsaydılar, tövbe etseydiler! fakat heyhât!

and they fall to their chins, weeping, and it adds to their humility.
ağlayarak yüz üstü kapanırlar; çünkü o (ayetler) onların saygısını arttırır.

call upon your lord in humility and privately; indeed, he does not like transgressors.
rabbinize gönülden ve gizlice yalvarın. doğrusu o aşırı gidenleri sevmez.

with their eyes lowered in fear and humility, ignominy covering them (all over)!
gözleri dönmüş, kendilerini utanç sarmış olarak.

they fall down upon their faces weeping, and [the quran] increases their humility."
ağlayaağlaya yüzüstü yere kapanıyorlar ve kur'an'ı dinleyiş onların gönül alçaklığını ve itaatlerini arttırıyor.