Sie suchten nach: i'm not here to be average i'm here to be... (Englisch - Türkisch)

i'm not here to fight.
dövüşmek için burada değilim.

i'm not allowed to be here by myself after dark.
karanlıktan sonra tek başıma burada olmama izin verilmiyor.

and i'm not here to be the poster girl for the homeless.
burada, evsizlerin kapak kızı olmaya çalışmıyorum.

but i'm not just doing this to be cute.
ama bunu şirinlik olsun diye yapmıyorum.

i'm here to assist you.
sana yardımcı olmak için buradayım.

but, i'm not here to talk about music today.
ama bugün müzikle ilgili konuşmak için burada değilim.

but that's actually not what i'm here to talk about.
aslında bunlar, burada söylemek istediğim şeyler değil.

but i'm not actually here to talk about what we can do.
ama aslında neler yapabileceğimiz hakkında konuşmak için burada değilim.

i said, "i'm here to meet the prime minister."
"buraya başbakanla tanışmaya geldim." dedim.

i'm here to talk to you about solutions.
burada, çözümler hakkında konuşmak için bulunuyorum.

and i'm here to tell you, it's wrong.
ve ben size bunun yanlış olduğunu söylemek için buradayım.

and so because of that belief that i think needs to be burst, i'm here to send us all hurtling back to the truth.
ben, kanımca yok olması gereken bu düşünceden dolayı, hepimizi doğruya savurmak için buradayım.

and i'm here to tell you the emperor has no clothes.
ve burada size kralın çıplak olduğunu söylüyorum.

some people don't want to talk about them. i'm here to talk about them tonight.
bazı kişiler onlar hakkında konuşmak istemiyor. ben bu gece onlar hakkında konuşmak için buradayım.

but i'm here to tell you that technologies are more malleable than that.
fakat, teknolojiler bundan daha fazla şekillendirilebilirler diye demek için burdayım.

i came here to see if there was something i could do to help, but there doesn't seem to be anything for me to do.
yardım etmek için yapabileceğim bir şey olup olmadığını görmek için buraya geldim fakat benim yapabileceğim bir şey yok gibi görünüyor.

and i am not (here) to repulse believers.
"ben iman etmiş insanları kovamam."

now, 60 years later, i'm here to tell you why it's possible.
Şimdi, yani 60 yıl sonra,... ...size bunun nasıl mümkün olduğunu söylemek için buradayım.

and i'm here to say that i think that that is the wrong summit of the pyramid ...
ve şunu söyleyeceğim ki bence doğru tepe noktası bu değil,

now i'm not here to tell you what kind of legislation you should or shouldn't support, but i am going to tell you that, if it matters to you, your legislators need to know that.
karsiniza gelip hangi yasa tasarilarini desteklemeniz gerektigini soylemeyecegim ama politikacilari onem verdiginiz konulardan haberdar etmelisiniz.