Sie suchten nach: i do nnot uderstand what you say in the eu (Englisch - Türkisch)

i do nnot uderstand what you say in the eu
kimsin sen

i do not understand what you say
sen neden bana yazdın

"i do not think dramatic political change can occur, because all major parties share the same priority -- membership in the eu.
busatlija, "tüm büyük partiler ab üyeliğini öncelik olarak gördüğü için, muazzam bir siyasi değişimin meydana geleceğini sanmıyorum.

i do not say this in order to spread defeatism, only to underline the clear fact that application for membership does not mean a substantive, but rather a formal step towards full-fledged membership in the eu.
bunu yenilgiciliği yaymak için değil, yalnızca üyelik başvurusunun, ab'ye tam üyelik açısından gerçek bir adımdan ziyade resmi bir aşama olduğu gerçeğinin altını çizmek için söylüyorum.

great is hatred in the sight of allah that you say what you do not do.
allah katında en nefret edilen şey, yapmayacağınız şeyi söylemenizdir.

if they belie you, say: 'i have my work, you have your work. you are quit of what i do, and i am quit of what you do'
seni yalanlarlarsa, "benim yaptığım bana, sizin yaptığınız sizedir; siz benim yaptığımdan sorumlu değilsiniz, ben de sizin yaptığınızdan sorumlu değilim" de.

if they deny you, say, ‘my deeds belong to me and your deeds belong to you: you are absolved of what i do and i am absolved of what you do.’
(resulüm! ) onlar seni yalanlarlarsa de ki: benim işim bana, sizin işiniz de size aittir. siz benim yaptığımdan uzaksınız, ben de sizin yaptığınızdan uzağım.

and if they belie you, say: "for me are my deeds and for you are your deeds! you are innocent of what i do, and i am innocent of what you do!"
seni yalanlarlarsa, "benim yaptığım bana, sizin yaptığınız sizedir; siz benim yaptığımdan sorumlu değilsiniz, ben de sizin yaptığınızdan sorumlu değilim" de.

and if they deny you, say, “for me are my deeds, and for you are your deeds; you have no concern with what i do, and i have no relation with what you do.”
(resulüm! ) onlar seni yalanlarlarsa de ki: benim işim bana, sizin işiniz de size aittir. siz benim yaptığımdan uzaksınız, ben de sizin yaptığınızdan uzağım.

they replied, "shu'ayb, we do not understand much of what you say. in fact, we see that you are powerless among us.were it not for your clan, we would have stoned you, for you are not strong against us."
ey Şuayb dediler, söylediğin sözlerin çoğunu anlamıyoruz ve seni de içimizde zayıf görmedeyiz. kabilen olmasaydı seni taşlardık ve sen, bizden üstün değilsin zaten.

now that romania has joined the eu, it may be that the dominant social model in the bloc -- where trade unions are more powerful than, say, in the united states -- will have a strong influence.
romanya artık ab'ye katıldığından, -- sendikaların örneğin abd'de olduğundan daha güçlü olduğu -- bloktaki egemen toplumsal model, ülke ekonomisinde daha güçlü bir etkiye sahip olabilir.

"i believe it would be very nice if macedonia were completely involved in the european prospective admission of eu members," rehn said. "i do not want to predict when this will happen but with our help, this country could slowly but steadily get closer to the eu.
"makedonya'nın ab üyeliği ile ilgili muhtemel kabul sürecine tam olarak dahil olması çok güzel olurdu" diyen rehn, "bunun ne zaman olacağına dair tahmin yürütmek istemiyorum, fakat bizim de yardımlarımızla bu ülke yavaş ama istikrarlı adımlarla ab üyeliğine yaklaşabilir.

"have you come," said they, "to turn us back from what we found our ancestors doing, so that the two of you may attain supremacy in the land? we shall not believe in what you say.
bizi atalarımızdan bulup gördüğümüz şeylerden çevirip yeryüzünde bize hakim olmak için mi geldiniz ve biz, ikinize de inanmıyoruz dediler.