Sie suchten nach: i think it imposible for him to solve the... (Englisch - Türkisch)

it was easy for him to solve the problem.
onun sorunu çözmesi kolaydı.

i want him to solve the problem.
onun sorunu çözmesini istiyorum.

it is difficult for him to solve the problem.
onun problemi çözmesi zordur.

i think time will solve the problem.
sanırım zaman sorunu çözecek.

i found it easy to solve the problem.
sorunu çözmeyi kolay buldum.

i found it difficult to solve the problem.
problemi çözmeyi zor buldum.

i attempted to solve the problem.
sorunu çözme girişiminde bulundum.

i think it's time for me to discuss the problem with her.
sanırım problemi onunla tartışmamın zamanıdır.

i found it difficult to solve the problem at once.
sorunu derhal çözmeyi zor buldum.

he found it difficult to solve the problem.
sorunu çözmeyi zor buldu.

he tried to solve the problem.
o, sorunu çözmeye çalıştı.

i haven't been able to solve the problem yet.
problemi henüz çözemedim.

he does not know how to solve the problem.
sorunu nasıl çözeceğini bilmiyor.

dick tried to solve the problem, in vain.
dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.

he is clever enough to solve the problem.
problemi çözecek kadar zekidir.

mr. thomas will be able to solve the problem.
bay thomas sorunu çözebilecek.

he tried to solve the problem, but had no luck.
o, sorunu çözmek için çalıştı, ama şansı yoktu.

tom has a rough idea about how to solve the problem.
tom'un sorunun nasıl çözüleceği hakkında kabaca bir fikri var.

i know how to solve the problem, but i've been asked not to tell you.
sorunu nasıl çözeceğimi biliyorum fakat sana söylememem rica edildi.

i'll ask around and see if i can find out if anyone has ideas on how to solve the problem.
sorunu nasıl çözeceğime dair birinin fikirleri olup olmadığını bulup bulamayacağımı etraftakilere soracağım ve anlayacağım.