Sie suchten nach: in spite of i joined with weblogic (Englisch - Türkisch)

in spite of all.
herşeye rağmen.

in spite of the rain, i went out.
yağmura rağmen, dışarı çıktım.

he came in spite of bad weather.
o, kötü havaya rağmen geldi.

he came in spite of the heavy snow.
Şiddetli kara rağmen o geldi.

i am very happy in spite of everything
herşeye rağmen çok mutluyum

he arrived on time in spite of the rain.
yağmura rağmen zamanında vardı.

i admire him, in spite of his faults.
ben onun hatalarına rağmen, ona hayranım.

he attended the meeting in spite of illness.
o, hastalığına rağmen toplantıya katıldı.

my sister married him in spite of our objections.
kız kardeşim itirazlarıma rağmen onunla evlendi.

he failed in his business in spite of his efforts.
o, çabalarına rağmen işinde başarısız oldu.

i cannot help liking him in spite of his many faults.
Çok sayıda hatasına rağmen ondan hoşlanmamak elimde değil.

the patient might not see clearly in spite of the glasses.
gözlüğe rağmen hasta net göremeyebilir.

he who transgresses in spite of it shall suffer painful punishment.
artık kim bundan sonra karşıdakinin hakkına tecavüz ederse, ona son derece acı bir azap vardır. {km, levililer 24,19-21; i samuel 15,33; matta 5,38-39}

in spite of falling oil prices, he brought this country up here.
ve düşen petrol fiyatlarına rağmen, bu ülkeyi buraya getirdi.

in spite of the fact that she's rich, she says she's poor.
o zengin olmasına rağmen fakir olduğunu söylüyor.

a meme can flourish in spite of having a negative impact on genetic fitness.
bir "mem", kalıtımı olumsuz etkilese de, gelişip büyüyebilir.

i will be watching tv at nine o'clock tonight in spite of much homework.
Çok ödevim olmasına rağmen bu akşam saat dokuzda televizyon seyrediyor olacağım.

in spite of his military and diplomatic failures, louis proved to be a popular king.
askeri ve diplomatik başarısızlıklarına rağmen louis halk arasında popüler bir kral olmuştur.

and they give food in spite of love for it to the needy, the orphan, and the captive,
kendileri de ihtiyaç duydukları halde yiyeceklerini, sırf allah'ın rızasına ermek için fakire, yetime ve esire ikram ederler.

in spite of parliamentary precautions, the election may fail again - due to a lack of voters.
parlamento'nun aldığı önlemlere rağmen seçim - seçmenlerin olmamasından ötürü - yine sonuçsuz kalabilir.