Sie suchten nach: inviting you into their personal space (Englisch - Türkisch)

i'm inviting you.
seni davet ediyorum.

the debate revealed the depth of their personal conflict.
tartışmada, ikili arasındaki kişisel sürtüşme de ortaya çıktı.

to request information regarding their personal data if they are processed,
kişisel verileri işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etmek,

i was starting to be friends and get to know their personal stories.
dost olmaya, bireysel hikayelerini dinlemeye başladım.

numerous witnesses refused to testify out of fear for their personal safety.
Çok sayıda tanık, kişisel güvenliklerinden endişelendiği için ifade vermeyi reddetmişti.

and they squirt the water into their mouths.
su da içiyorlar.

he needs a bit of personal space, and he feels more comfortable in the shadows.
a lot of the songs are a personal journey for him... and he feels more comfortable in the shadows.

and that's by actually cutting into their bones.
ve bu açıkçası onların kemiklerini keserek yapılıyor.

and, kind of as a way of surviving, i would go into my own very personal space, and i would make things.
bu bir çeşit yaşamımı sürdürme yöntemiydi, kendi çok özel kişisel dünyama girer, ve bir şeyler yapardım.

many new age groups incorporate crop circles into their belief systems.
many new age groups incorporate crop circles into their belief systems.

actually, lots of people in origami now put toes into their models.
artık birçok origami sanatçısı modellerine parmak koyuyor.

i would prefer to only hire people to translate into their native language.
ben sadece kendi ana dillerine çeviri yapmaları için insanları işe almak istiyorum.

many, if not most, professional translators only translate into their native language.
Çoğunluğu değilsede, çok sayıda profesyonel çevirmen sadece kendi ana dillerine çeviri yapmaktadırlar.

bullard: individual commanders of this hq do not set short-term goals according to their personal tenure.
bullard: bu karargahın komutanları kişisel yapılarına göre kısa vadeli hedefler belirlemezler.

and the children of israel fled before judah: and god delivered them into their hand.
İsrailliler yahudalıların önünden kaçtı. tanrı onları yahudalıların eline teslim etti.

(the image of) the calf had sunk deep into their hearts on account of unbelief.
"dinledik ve isyan ettik." dediler. İnkarlarıyla kalblerine buzağı sevgisi içirildi.

he breaks into their camp and threatens to shoot richard alpert (nestor carbonell).
kampa dalar ve richard alpert'ı (nestor carbonell) vurmakla tehdit eder.

turkish cypriot authorities arrested two men for allegedly insulting turkish cypriot leader mehmet ali talat on their personal web pages, famagusta gazette reported on november 30th.
famagusta gazette'nin 30 kasım tarihli haberine göre, kıbrıs türk makamları kişisel web sayfalarında kktc cumhurbaşkanı mehmet ali talat'a hakaret ettikleri iddiasıyla iki kişiyi tutukladılar.

"it is an obligation of everyone in bih to make efforts on this road, regardless of their personal opinion on the matter," radmanovic said.
radmanoviç, "konuyla ilgili kişisel fikri ne olursa olsun, bh'deki herkesin bu yolda çaba göstermesi bir zorunluluktur." dedi.

the goths then moved to attack "philippopolis" (modern plovdiv), which fell into their hands.
ardından gotlar korkunç bir acımasızlıkla ele geçirdikleri "philippopolis"e (modern plovdiv) saldırdılar ve fethettiler.