Sie suchten nach: lingering (Englisch - Türkisch)

repelled—they will have a lingering torment.
dinlemeye kalksalar kovulup atılırlar. hem onlar için devamlı bir azap vardır.

romania confronts securitate's lingering shadow
romanya, securitate'ın bir türlü silinmeyen gölgesiyle uğraşıyor

lingering landmine problem hinders safety, development in bih
bh'de devam eden mayın sorunu güvenliği ve kalkınmayı baltalıyor

and when you have eaten, disperse, without lingering for conversation.
bu haliniz peygamber'i üzüyor, o da size bir şey söylemeye çekiniyordu.

the after affects are still lingering in the country, however.
fakat bu durumun etkileri halen devam ediyor.

he stressed that macedonia must also address lingering shortcomings observed in other elections.
yetkili, makedonya'nın seçimlerde gözlenen devam eden eksiklikleri gidermesi gerektiğini de vurguladı.

the situation presents a lingering problem that continues to hinder safety and economic development.
bu durum, güvenliği ve ekonomik kalkınmayı engelleyen bir sorun olmaya devam ediyor.

amid lingering suspicions he was tipped off by police, the issue is receiving renewed attention.
polisten ihbar aldığı yönündeki şüpheler sürerken, mesele bir kez daha gündeme yerleşti.

at the weekend, lingering blockades at the border with bulgaria caused traffic jams in both directions.
hafta sonu bulgaristan sınırında devam eden blokajlar her iki yönde de trafik sıkışıklıklarına yol açtı.

however, the ruling justice and development party failed to address serious lingering problems, it said.
ancak örgüt, iktidardaki adalet ve kalkınma partisi'nin devam eden ciddi sorunları çözemediğini de belirtti.

and when you are invited, go in. and when you have eaten, disperse, without lingering for conversation.
(ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ve (uzun) söze dalmayın.

serbian authorities have announced that domestic violence is on the rise, exacerbated by a lingering economic crisis and persistent alcoholism.
sırp makamları, ev içi şiddetin devam eden ekonomik kriz ve sürekli alkolizmin de etkisiyle artışa geçtiğini açıkladılar.

a lingering border dispute since the two nations proclaimed independence from the former yugoslavia in 1991 has periodically affected ties between zagreb and ljubljana.
İki ülkenin 1991 yılında eski yugoslavya'dan bağımsızlık ilan etmelerinden bu yana devam eden sınır anlaşmazlığı, zagreb ile ljubljana arasındaki ilişkileri düzenli olarak etkiliyor.

a visit by the us deputy secretary of state highlights improved ties, despite the lingering issue of kosovo's independence.
abd dışişleri bakanının ziyaretinde, kosova'nın bağımsızlığıyla ilgili sorun devam etmesine karşın ilişkilerin ilerlediği ön plana çıktı.

in the western balkans, the goal of nato membership is a powerful anchor of stability, helping to defuse lingering interethnic animosities and disagreements over national boundaries.
batı balkanlar'da ise nato üyeliği hedefi, ulusal sınırlar içinde süregelen etnik düşmanlık ve anlaşmazlıkların ortadan kaldırılmasına yardımcı olan güçlü bir dayanak ve istikrar sağlayıcı görevi görüyor.

despite any lingering serbian nationalist suspicion, turkey has been playing a constructive moderator role by bringing together the presidents of bih and serbia to encourage a policy of dialogue and regional security.
sırplar'ın her türlü milliyetçi şüphesine rağmen türkiye, diyalog politikası ve bölgesel güvenlik çerçevesinde bh ve sırbistan cumhurbaşkanlarını bir araya getirerek, yapıcı bir arabulucu rolü oynuyor.

meeting at a summit in new york last week, balkan leaders delivered a strong message in favour of regional reconciliation and co-operation, despite lingering differences.
geçtiğimiz hafta new york'ta düzenlenen bir zirvede bir araya gelen balkan liderleri, devam eden farklılıklara rağmen bölgesel uzlaşma ve işbirliği yönünde güçlü bir mesaj verdiler.

and when you have eaten, disperse, without lingering for conversation. this irritates the prophet, and he shies away from you, but god does not shy away from the truth.
yemeği yiyince hemen dağılın, yemekten sonra sohbete dalmayın.Çünkü bu hareketiniz peygamberi rahatsız ediyor, lâkin utandığından, size karşı bir şey söylemiyordu.oysa allah, gerçeği açıklamaktan çekinmez.eğer (müminlerin annelerinden) bir şey soracak veya isteyecek olursanız, onu perde arkasından isteyiniz.

basescu voiced confidence that the west-leaning parties in the ruling alliance for european integration (aei) will be able to put an end to the lingering stalemate quickly.
basescu, iktidardaki avrupa ile bütünleşme İttifakı (aei) bünyesindeki batı yanlısı partilerin, uzayan krizi hızla çözebileceklerinden emin olduğunu söyledi.

croatia and slovenia failed on tuesday (february 24th) to bridge their differences on a lingering border dispute that is threatening to tear up zagreb's eu road map.
hırvatistan ve slovenya, zagreb'in ab yol haritasını tehdit etmekte olan ve aralarında uzun zamandır devam eden sınır anlaşmazlığı konusundaki görüş farklılıklarını gideremediler.