Sie suchten nach: nigh (Englisch - Türkisch)

nigh
yakın

shining at nigh
sokak yarışçısı

and we see it nigh.
biz ise, onu pek yakın görüyoruz.

he is hearer, nigh.
doğrusu o, işitendir, yakın olandır"

and we behold it nigh.
ama biz onu yakın görmekteyiz.

and paradise brought nigh:
cennet yaklaştırıldığı zaman,

lo! he is hearer, nigh.
o İşitendir, bilendir."

its clusters nigh to gather.
devşirilmesi kolaydır onun.

verily he is hearing, nigh.
doğrusu o, işitendir, yakın olandır"

lo! my lord is nigh, responsive.
kuşkusuz rabbim yakındır, yanıtlayandır."

say: maybe it has drawn nigh.
de ki: “belki de yakındır.” [30,27; 42,18]

that had well-nigh broken your back?
ki o, belini çatırdatmıştı senin.

he is all-hearing, ever-nigh.'
Şüphesiz o, işitendir, yakın olandır.”

to which bear witness those brought nigh.
(tanrı'ya) yakın olanlar ona tanık olur.

the (judgment) ever approaching draws nigh:
kaçınılmaz olan yaklaşmıştır.

lo! verily allah's succour is nigh.
Öyle ki, resul ve onunla birlikte inananlar, "allah'ın yardımı ne zaman?" diye yakarıyordu. haberiniz olsun ki, allah'ın yardımı çok yakındır.