Sie suchten nach: one after another the animals died (Englisch - Türkisch)

one after another the animals died.
hayvanlar birbiri ardına öldü.

they died one after another.
onlar birbiri ardına öldüler.

they arrived one after another.
onlar art arda geldiler.

one after another, they resigned.
birbiri ardına istifa ettiler.

one plane after another took off.
uçaklar peş peşe indi.

cars arrived there one after another.
arabalar birbiri ardına oraya vardılar.

he broke six windows one after another.
altı pencereyi birbiri ardına kırdı.

he merely connected one sentence after another.
sadece bir cümleyi diğerine bağladı.

he examined the spare parts one after another.
yedek parçaları birer birer inceledi.

by the emissary winds, (sent) one after another
andolsun ard arda gönderilenlere,

i am having trouble with one thing after another.
ben peş peşe sorun yaşıyorum.

he tried different kinds of foods one after another.
birbiri ardına değişik türde yiyecekler denedi.

one after another, they came in and ordered feynman sandwiches.
sonra teker teker içeri gelmişler ve feynman sandviçi istemişler.

memories of the good old days came flooding back one after another.
eski güzel günlerin hatıraları sel gibi peş peşe geldi.

and, another, the third manat?
ey inkarcılar! Şimdi lat, uzza ve bundan başka üçüncüleri olan menat'ın ne olduğunu söyler misiniz?

an important key insight that we learned about meetings is that people pack them in one after another, disruptive to the day.
toplantılar hakkında kazandığımız çok önemli bir içgörü, art arda yapıldıklarında günü aksattıklarıdır.

by the winds (or angels or the messengers of allah) sent forth one after another.
andolsun ard arda gönderilenlere,

i swear by the emissary winds, sent one after another (for men's benefit),
andolsun ard arda gönderilenlere,

the animal died from hunger.
hayvan açlıktan öldü.

so when our commandment came to pass we overthrew (that township) and rained upon it stones of clay, one after another,
(azab) emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik, üzerine de taş yağdırdık: Çamurdan pişmiş, (azab için) hazırlanmış, istif edilmiş.