Sie suchten nach: prescribe (Englisch - Türkisch)

so, doctors prescribe medication.
doktorlar ilaç yazıyorlar..

why did you prescribe fighting for us?
ne diye yazdın üzerimize savaşı; yakın bir süreye kadar bizi erteleseydin ya!"

the laws usually also define who is permitted to prescribe.
kanunlar ayrıca genellikle kimin ilaç yazmaya yetkili olduğunu da belirlemektedir.

a lot of people do sudoku. in fact some doctors prescribe it.
birçok insan sudoku çözüyor. aslında bazı doktorlar hastalarına öneriyor.

ben goldacre: what doctors don't know about the drugs they prescribe
ben goldacre: doktorların reçete yazarken bilmedikleri şeyler

as for monasticism, it is they who invented it; we did not prescribe it for them.
(bir bid'at olarak) türettikleri ruhbanlığı ise, biz onlara yazmadık (emretmedik).

why did you prescribe fighting for us? why did you not respite us for a short time?!’
bize savaşı niçin farz kıldın, bizi yakın bir zamana kadar tehir edemez miydin?" derler.

i shall prescribe it for those who do their duty, pay the zakat and who believe in our signs.
ben onu; sakınıp korunanlara, zekâtı verenlere, ayetlerimize inananlara yazacağım."

but we did not prescribe monasticism for them: that was their own innovation by which they sought to please god.
(bir bid'at olarak) türettikleri ruhbanlığı ise, biz onlara yazmadık (emretmedik).

and prescribe for us in this world good, and in the world to come; we have repented unto thee.'
"bize hem bu dünyada güzellik yaz hem de âhirette! dönüp dolaşıp sana geldik."

this is primarily doctors in treatment centres, though in some countries any doctor or certain trained or accredited doctors may prescribe.
bunlar öncelikle tedavi merkezlerindeki doktorlar olmakla beraber, bazı ülkelerde herhangi bir doktor veya bazı eğitimli veya yetkili doktorlar da ilaç yazabilmektedir.

but my mercy encompasses all things. i shall prescribe it for those who do their duty, pay the zakat and who believe in our signs.
bu peygambere inanan, hürmet eden, yardım eden, onunla gönderilen nura uyanlar yok mu? İşte onlar saadete erenlerdir" dedi.

the danish national board of health, after a review of substitution guidelines, has now urged general practitioners to prescribe buprenorphine instead of methadone.
Şubat 2008’de, danimarka’da da bir diamorfin reçete etme planı uygulamaya konmasına karar verilmiştir.

foreign physicians can't prescribe medications, treatments or further diagnostic/clinical tests that local funds will approve or reimburse.
yabancı doktorlar, yerel fonların onaylayacağı veya karşılayacağı ilaçlar, tedaviler veya diğer teşhis/tedavi testleri yazamıyorlar.

and monasticism they invented -- we did not prescribe it for them -- only seeking the good pleasure of god; but they observed it not as it should be observed.
(bir bid'at olarak) türettikleri ruhbanlığı ise, biz onlara yazmadık (emretmedik). ancak allah'ın rızasını aramak için (türettiler) ama buna da gerektiği gibi uymadılar.

fran nazi, an albanian expert affiliated with the east-west management institute, is among those experts who prescribe a pro-active strategy of concrete measures.
east-west management institute'e bağlı arnavut bir uzman olan fran nazi, somut tedbirlerden oluşan inisiyatifçi bir strateji öneren uzmanlar arasında yer alıyor.

"europe should have an advisory role and offer wider variety of solutions which meet the european standards, but not prescribe ready solutions to us and arbitrate our relations," he said.
cumhurbaşkanlığı üyesi, "avrupa danışmanlık rolü üstlenmeli ve avrupa standartlarını karşılayan daha geniş bir çözüm yelpazesi sunmalı, bize hazır çözümler sunup ilişkilerimizi düzenlememeli." dedi.

and wedded women, save what your right hands own. so god prescribes for you.
kocalı kadınlarla evlenmek de haram; ancak sahibi olduğunuz cariyeler müstesna.