Sie suchten nach: seemed not to have it here (Englisch - Türkisch)

he seemed to have been ill.
o, hasta olmuş görünüyordu.

he seemed to have thought so.
Öyle düşünmüş gibi görünüyordu.

he seemed to have been very happy.
Çok mutlu gibi görünüyordu.

he is said to have died here.
onun burada öldüğü söyleniliyor.

he seemed to have been working for a long time.
uzun bir süredir çalışıyor gibi görünüyordu.

he ought to have arrived here.
o, buraya varmış olmalı.

is it here?
o burada mı?

and i have it here in my purse.
ve şu an yanımda, çantamda.

[...] madonna seemed to have a point to prove.
[...] madonna'nın kanıtlamak istediği bir şeyler var gibi.

bring it here.
onu buraya getir.

but i decided not to have this treatment.
ama yine de bu işlemi yaptırmamaya karar verdim.

come, it's here
burda

and what they want is not to have to do that.
ve istedikleri bunu yapmak zorunda kalmamak.

i don't have it
işteyim

and yet it's here.
ama bakın hepsi oldu.

today, it's here.
bugün bu aşamadayız.

i asked around, but nobody seemed to have any idea how to fix the problem.
Çevreye sordum fakat sorunu nasıl halledeceğimize dair hiç kimsenin fikri yok gibi görünüyordu.

bg: describe for me the equipment since you have it here.
burada olduğuna göre malzemenizden bahseder misiniz?

you ought not to have spent so much money on your hobby.
hobin için o kadar çok para harcamamalısın.

we looked for it here and there.
orada burada onu aradık.