Sie suchten nach: stop interfering in my life (Englisch - Türkisch)

my life
kutlu olsun

the best memories in my life
मेरे जीवन की सबसे अच्छी यादें

fishing is not in my life.
balıkçılık benim hayatımda yok.

and little moments in my life.
ve hayatımdaki kısa anılar.

love of my life
hayatımın aşkı

excuse me? no, not in my life.
pardon? hayır, hayatta olmaz.

you're my life
sen benim kalbimsin

i was never so humiliated in my life.
hayatımda hiç böyle küçük düşürülmedim.

my life my choice
मेरा जीवन मेरी पसंद

he saved my life.
o benim hayatımı kurtardı.

you are the most important person in my life.
hayatımda en önemli kişi sizsiniz.

big events in my life, a strange child.
hayatımdaki büyük olaylar, tuhaf bir çocuk işte.

i had never in my life ever tasted candy.
hayatımda önceden hiç şeker yememiştim.

"my life and fortunes".
"my life and fortunes".

my life's a contradiction.
hayatım bir çelişkidir.

and i needed that wisdom at that moment in my life.
benim de hayatımın o anına o bilgeliğe ihtiyacım vardı.

i have a new sense of meaning and purpose in my life.
artık hayatımın yeni bir anlamı ve amacı var.

but something else happened, which was an epiphany in my life.
ama bambaşka birşey daha oldu; o an, resmin tamamını görebilmiştim.

he urged serbia to "stop interfering" in his country's internal affairs.
hiseni sırbistan'ı da ülkesinin içişlerine "karışmaya son vermeye" çağırdı.

that was the most scary thing i've ever done in my life!
bu hayatımda yaptığım en korkunç şeydi.