Sie suchten nach: to know (Englisch - Türkisch)

how to know?
nasıl bileceğiz?

i have to know.
bilmek zorundayım.

i want you to know
nya ichi ni san nya arigato

i came to know him.
onu tanımak için geldim.

they will come to know!
(kötü sonucu) yakında bilecekler!

glad i got to know you
iyi ki seni tanıdım

he seems to know us.
o bizi tanıyor gibi görünüyor.

what do you need to know?
ne bilmen gerekiyor?

i don't need to know.
bilmeme gerek yok.

"what?" she wanted to know.
"ne gibi?" diye sordu.

he pretends to know everything.
o, her şeyi biliyormuş gibi davranıyor.

i don't even want to know.
bilmek bile istemiyorum.

nay! you shall come to know!
ama iş öyle değil; yakında bileceksiniz!

she happened to know his address.
tesadüfen adresini biliyordu.

i've been getting to know tom.
tom'u tanıyorum.

nobody wanted to know my country.
hiç kimse ülkemi tanımak istemedi.

you're old enough to know better.
daha iyisini bilecek kadar yeterince yaşlısın.

i ought to know, shouldn't i?
bilmeliyim, değil mi?