Sie suchten nach: true love (Englisch - Türkisch)

love
aşk

love,
kime:

this is true love.
bu gerçek aşktır.

this is not true love.
bu gerçek aşk değil.

so that's true love, right there.
İşte bu gerçek aşk, tam burada.

it's true that he is in love with her.
onun ona aşık olduğu doğrudur.

it is true that i was head over heels in love with her.
ona sırılsıklam aşık olduğum doğrudur.

according to meyer, the book is about losing true love.
meyer'a göre kitap gerçek aşkın kaybedilmesi hakkındadır.

it's true that the trust and the love, that makes it worthwhile.
bu işi değerli kılan güven ve sevgidir.

my true love lives up the river; a few more jumps and i'll be with her.
suyun yukarısında yaşar benim yarim; İki adım atsam yanına varırım.

well, my true love's a black-eyed daisy; if i don't see her, i go crazy.
ah, benim yarim bir papatya, kara gözlü; görmezsem onu, olurum deli.

in chimpanzee society, we find many, many examples of compassion, precursors to love and true altruism.
Şempanze toplumunda, sevginin ve başkalarını düşünmenin öncüsü olan şefkatin çok, hemde pek çok örneği mevcuttur.

"thanks to the true love for this sport and the unity we nurture among players and management, the club will remain a last bastion of sportsmanship and purity in sports," gajic said.
gajiç, "bu spora duyulan gerçek sevgi ve oyuncular ve yönetim arasında beslediğimiz birlik sayesinde, kulüp sportmenliğin ve sporda saflığın son kalesi olarak kalacaktır." dedi.

it does not mean they will wear nothing in the wedding, but it shows that these young couples are ready to get married without a house, without a car, without a diamond ring and without a wedding banquet, to show their commitment to true love.
bu düğünde hiçbir şey giymemek anlamına gelmiyor ama bu gençlerin gerçek aşka olan bağlıklıklarını göstermek için eve, arabaya, yüzüğe ve düğün ziyafetine ihtiyaç duymadan evlenmeye hazır olduklarını gösteriyor.

and i also encountered a project called six-word memoirs where people were asked, take your whole life and please sum this up into six words, such as these here: "found true love, married someone else."
ve altı-kelimelik biyografiler adlı bir projeye rastladım, insanlara şu soruluyordu, tüm yaşamınızı lütfen altı kelime ile özetleyin, buradakiler gibi: "gerçek aşkı buldum, bir başkasıyla evlendim.