Sie suchten nach: you can go to the ballpark on this bus (Englisch - Türkisch)

you can go to the ballpark on this bus.
bu otobüsle beyzbol sahasına gidebilirsin.

you can go to the bus station.
otobüs durağına gidebilirsiniz.

you can go to the station by bus.
İstasyona otobüsle gidebilirsiniz.

you can go to places like this.
böyle yerlere gidebilirsiniz.

or you can go to places like this.
bu tür yerlere de gidebilirsiniz.

can i go to the spa?
kaplıcalara gidebilir miyim?

you should go to the fbi.
federal araştırma bürosuna gitmelisin.

did you go to the doctor?
doktora gittin mi?

you can go to the movies and get good seats.
sinemaya gidip güzel bir yerden izleyebilirsiniz.

could you tell me how to get to the ballpark?
top sahasına nasıl gidileceğini bana söyleyebilir misiniz?

did you go to the art exhibition?
sanat sergisine gittin mi?

can you go to the beach tomorrow?
yarın sahile gidebilir misin?

and now we can go to the library."
biz de kütüphaneye gidebiliriz."

here you can see a bullet that has lodged just next to the spine on this person.
burada, bu kişinin omurgasına saplanmış olan bu kurşunu görebiliyorsunuz.

you had better go to the dentist's.
dişçiye gitsen iyi olur.

i can run, and now you can go to school.
ben koşabiliyorum, ve artık sen de okula gidebilirsin.

get me all the information you can on this matter.
bu konuyla ilgili alabildiğin tüm bilgiyi bana getir.

you can go anyplace you like.
İstediğin yere gidebilirsin.

so, we can go to the same countries and look and see.
Şimdi tekrar aynı ülkelere bakalım.

100 million bucks -- hey, i can go to the moon.
100 milyon dollar -- hey, aya gidebilirim.