Sie suchten nach: you should get that looked at (Englisch - Türkisch)

you looked at me.
sen bana baktın.

you should get some exercise.
biraz egzersiz yapmalısın.

i think you should get it.
bana kalırsa bunu almalısın.

i think you should get more rest.
sanırım daha fazla dinlenmelisin.

i looked at tom.
tom'a baktım.

you should get rid of these weeds.
bu yabancı otlardan kurtulmalısın.

everyone looked at tom.
herkes tom'a baktı.

he looked (at others);
sonra baktı,

who should get the best ones?
en iyi flütleri kimlere vermeli?

i don't get that at all.
hiç anlamıyorum.

do you know where you should get on the subway?
nerede metroya binmen gerektiğini biliyor musun?

i should get in touch with tom.
tom'la temas etmeliyim.

where did you get that much money?
o kadar çok parayı nereden aldın?

get that book for me.
bu kitabı benim için alın.

can somebody get that?
birisi telefona cevap verebilir mi?

i didn't get that.
onu almadım.

we [the international community] should get results."
biz [uluslararası toplum] sonuç elde etmeliyiz."

the shoes were made of some soft stuff that looked like leather.
ayakkabılar, deriye benzeyen yumuşak bir malzemeden yapıldı.

so you may have thought that the creation of life was going to happen in something that looked like that.
belki de yaradılışın böyle birşey olacağını düşünmüş olabilirsiniz.

what did it mean to actually have a physical model that looked like this?
bunun gibi görünen fiziksel bir modele sahip olmak ne anlama geliyordu?