Sie suchten nach: youre so nice (Englisch - Türkisch)

so nice my dear
बहुत अच्छा मेरे प्यारे

tom is so nice.
tom çok hoş.

that's so nice.
bu çok güzel.

stop being so nice.
Çok kibar olmayı bırak.

so nice air comes flowing in.
böylece güzel hava içeriye dolar.

it's so nice to be by ourselves.
yalnız olmamız çok hoş.

i don't remember tom being so nice.
tom'un çok kibar olduğunu hatırlamıyorum.

we're lucky that the weather is so nice.
hava çok güzel olduğu için şanslıyız.

i wonder why tom has been so nice to me recently.
tom'un son zamanlarda bana karşı niçin çok kibar olduğunu merak ediyorum.

we feel so nice that our children can teach us how to read and write.
Çocuklarımız bize okuma yazma öğrettikleri için çok mutluyuz.

and i'm just showing this to you again because it's so nice.
ve size tekar göateriyorum çünkü çok güzel.

they do some of the smart things we do, some of the kind of not so nice things we do, like steal it and so on.
bizim yaptığımız bazı zekice şeyleri yaparlar, bazıları yaptığımız pek hoş olmayan şeyler olabilir, çalmak gibi ya da benzeri.

he said, "you know, you've been so nice, let's split the reward."
"biliyor musun, çok iyisin, ödülü ikiye bölelim."

and at some point you may have met a couple from your own hometown, and you thought, "oh, my god, these people are so warm. they're so nice to me.
bir yerlerde sizin şehirden bir çiftle karşılaşıp şöyle dersiniz, "aman allahım, bu insanlar çok sıcak. bana karşı çok iyiler.