Sie suchten nach: faute de mieux (Französisch - Türkisch)

vous avez peut-être fait une faute de frappe en saisissant l'emplacement.
adresi yanlış yazmış olabilirsiniz.

mais, quand le soleil parut, elle fut brûlée et sécha, faute de racines.
ne var ki, güneş doğunca kavruldular, kök salamadıkları için kuruyup gittiler.

elle leur permet en outre de mieux supporter de longues heures de prostitution avec différents clients.
bu grupta ayrıca ağır crack kokain tüketme alışkanlıkları da gözlenmiştir.

il convient également de mieux comprendre les besoins des usagers de cannabis au niveau de la population.
genel olarak, esrar hastaları üç gruba ayrılabilir: ara sıra kullananlar (% 34), haftada bir kez ile bir kaç birkaç kez arasında kullananlar (% 32) ve her gün kullananlar (% 34).

en europe, nous comprenons de mieux en mieux quelles mesures peuvent être efficaces dans la lutte contre les problèmes de la drogue.
avrupa’da, uyuşturucu sorunlarını ele alırken hangi tedbirlerin etkili olabileceğine ilişkin anlayışımız gelişmektedir.

les exemples suivants devraient vous permettre de mieux comprendre la pré - et post - incrémentation et le concept des expressions en général:
aşağıdaki örnek size, ön - ve son-artırım işlemlerini ve ifadeleri genel olarak biraz daha iyi anlamanızda yardımcı olacaktır:

cette année, les mentions indiquées dans les derniers rapports reitox sur les recherches nationales sont analysées afin de mieux cerner les recherches récemment menées dans les pays européens.
hepsi birlikte ele alındığında, tüm bu tedbirler kapsamlı bir uyuşturucu talebini azaltma sistemi oluşturmaktadır.

comme nous le verrons au chapitre 5, aucun agent pharmacologique ne permet actuellement aux consommateurs de mieux vivre leur abstinence ou de réduire les phénomènes de manque associés à la dépendance aux psychostimulants.
bölüm 5’te belirtildiği gibi şu anda kullanıcıların yoksunlukla başa çıkmasına ya da psikostimülan bağımlılığıyla ilişkili şiddetli kullanma arzusunu azaltmaya yardımcı olacak farmakolojik madde bulunmamaktadır.

considérées dans leur ensemble, les informations désormais disponibles permettent de mieux cerner les types d’activités susceptibles de sortir des effets et de mieux cibler les personnes les plus vulnérables.
bunlar birlikte ele alındığında, elde edilen bilgiler hangi türde faaliyetlerin etkili olabileceği ve en fazla risk altında bulunanların nasıl hedeflenebileceğinin daha iyi anlaşılmasına olanak vermektedir.

en plus des actions visant à informer les particuliers et à les persuader de ne pas consommer de drogue, un nombre croissant d’États membres élaborent également des solutions leur permettant de mieux réglementer les espaces récréatifs.
ecstasy, amfetamin ve psikotropik uyuşturucu kullanımına yönelik en sık kullanılan tepkiler arasında, hedeflendirilmiş halkı bilgilendirme kampanyaları ile artan bir oranda da İnternet siteleri bulunmaktadır.

de récentes recherches sur les agents pharmacologiques permettant aux consommateurs de mieux vivre leur abstinence ou de réduire les phénomènes de manque associés à la dépendance aux amphétamines ont abouti à des résultats prometteurs, inexistants jusqu’à présent.
finlandiya’da gerçekleştirilen, metilfenidat ve aripiprazol kullanımına ilişkin bir araştırma olumlu ilksel sonuçlar vermiş olup, metilfenidat verilen kişiler aripiprazol veya plasebo verilenlerden daha az amfetamin pozitif idrar örnekleri üretmiştir (tiihonen vd., 2007).

afin de mieux comprendre les espèces exotiques envahissantes et leur impact sur la biodiversité européenne, l'aee, soutenue par de nombreux spécialistes, a établi une liste des espèces exotiques envahissantes les plus menaçantes pour la biodiversité en europe.
bir dizi uzman tarafından desteklenen aÇa, istilacı yabancı türler ile bunların avrupa’nın biyolojik çeşitliliğine olan etkisini daha iyi anlamak amacıyla, avrupa’da biyolojik çeşitliliği tehdit eden en zararlı istilacı yabancı türlerin bir listesini oluşturmuştur.

par leurs activités, les agences contribuent à rapprocher l’«europe» des citoyens européens et — espérons-le — à leur permettre de mieux la comprendre.
onların çalışmaları sayesinde avrupa’yı avrupa vatandaşlarına yaklaştırmakta ve daha iyi anlaşılmasını sağlayabilmekteyiz.

la neuro-imagerie et la génétique peuvent contribuer à définir avec plus de précision les mécanismes intimes de l’addiction et à identifier les personnes les plus vulnérables, ce qui permettrait de mieux cibler les actions pour viser les individus présentant le plus grand risque de développer une addiction.
nöro-görüntüleme ve genetik teknolojileri, özel bağımlılık mekanizmalarını daha doğru bir şekilde tanımlamaya ve bağımlılığa duyarlı olanları belirlemeye yardım ederek müdahalelerin yüksek riskli kişilere hedeflenmesini sağlayabilir.

ce document passe en revue les définitions disponibles de ce mode de consommation de drogue très courant et présente des données qui permettent de mieux comprendre la prévalence et les caractéristiques de la polytoxicomanie au sein de différentes populations (enfants en âge scolaire, adultes, consommateurs problématiques de drogue).
söz konusu belgede bu çok yaygın uyuşturucu kullanma şeklinin mevcut tanımları incelenmekte ve çoklu uyuşturucu kullanımının farklı kesimlerdeki (öğrenciler, yetişkinler, sorunlu uyuşturucu kullanıcıları) yaygınlığı ve özelliklerinin daha iyi anlaşılmasına olanak tanıyan veriler sunulmaktadır.

en décembre 1999, lorsque l’union européenne et une poignée de pays candidatsse sont réunis pour la première foisautour d’une table pour parler du problème de l’environnement, les objectifs desnégociations étaient loin de faire l’unanimité. devant l’obligation de résoudreleurs graves problèmes écologiques enmodernisant leurs infrastructures environnementales et en adaptant leur législation, les pays candidats ont d’abordcherché à bénéficier de longues périodesde transition afin de mieux supporter lefardeau financier et administratif.
aralık 1999’da ab ve bir grup aday ülke,çevre konularını tartışmak üzere masaya oturduklarında, her iki tarafın temsilcileri de görüşmelerden çıkarılacak başarılı sonuçlar konusunda çok farklı yaklaşımlara sahiptiler.ciddi çevre problemleriyle karşı karşıya olanaday ülkeler, problemlerin, çevre altyapısınıve yasaları değiştirerek aşılması sırasında ortaya çıkacak mali ve idari yükü hafifletmekiçin uzun geçiş dönemleri elde etmeyi amaçlıyorlardı.