Sie suchten nach: j'ai envie de te baiser (Französisch - Türkisch)

j'ai envie de toi
j

j'ai envie de pleurer.
ağlamak istiyorum.

j'ai hâte de te voir
görmek için sabırsızlanıyorum

je veux te baiser
seni sikmek istiyorum lutfen

j'ai envie d'une autre bière.
canım bir bira daha istiyor.

désolé, mais je n'ai pas envie de sortir aujourd'hui.
Üzgünüm fakat canım bugün dışarı çıkmak istemiyor.

heureux de te lire
glad to read you

c'est impossible pour moi de te l'expliquer.
bunu sana açıklamam imkansız.

tu boiras de l`eau du torrent, et j`ai ordonné aux corbeaux de te nourrir là.
dereden su içeceksin ve buyruk verdiğim kargaların getirdiklerini yiyeceksin.››

arrête de te cacher la tête dans le sable.
kafanı kuma gömmeyi bırak.

bonjour bébé, comment vas-tu te baiser, puis-je te baiser ?
tamam

tu seras alors excusé de te séparer de moi».
(o zaman) benim tarafımdan sana özür ulaşmıştır (artık benden ayrılmakta mazur sayılırsın).

nous ne te demandons point de nourriture: c'est à nous de te nourrir.
biz senden bir rızık istemiyoruz. seni biz rızıklandırırız.

nous sommes capable, certes, de te montrer ce que nous leur promettons.
biz elbette, kendilerine söz verileni sana gösterebiliriz.

quand tu vas à un mariage et que ta mère et tes tantes essaient de te choisir une épouse
afgan büyümek bir düğüne gittiğinde annenin ve teyzelerinin sana uygun eş seçmeye çalışmasıdır.

seule la position 3200 iso nous passerait l'envie de tirer les photos en très grand format mais même à cette sensibilité extrême, un tirage 13x18 cm reste très correct.
ancak 13 x 18 cm boyutlarına dek baskılarda herhangi bir problemle karşılaşılmıyor.

«paix sur toi», dit abraham. «j'implorerai mon seigneur de te pardonner car il m'a toujours comblé de ses bienfaits.
"sana selam (barış) olsun," dedi, "senin bağışlanman için rabbim'e yalvaracağım; o, bana karşı çok merhametlidir."

nous ne te demandons point de nourriture: c'est à nous de te nourrir. la bonne fin est réservée à la piété.
senden bir rızık istemiyoruz biz, biziz sana rızık veren ve sonuç, çekinenlerindir.

(allah) lui dit: «o iblîs, qui t'a empêché de te prosterner devant ce que j'ai créé de mes mains?
"ey İblis, ellerimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir?

les serviteurs de david arrivèrent chez abigaïl à carmel, et lui parlèrent ainsi: david nous a envoyés vers toi, afin de te prendre pour sa femme.
davutun ulakları karmele, avigayilin yanına varıp, ‹‹davut sana evlenme teklifinde bulunmak için bizi gönderdi›› dediler.