Sie suchten nach: jetez (Französisch - Türkisch)

«jetez» dit-il.
"siz atın!," dedi.

il dit: «jetez plutôt».
(musa): "hayır siz atın!" dedi.

jetez-le donc dans le dur châtiment».
artık atın onu, o şiddetli azabın içine!

et ne vous jetez pas par vos propres mains dans la destruction.
kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.

moïse leur dit: «jetez ce que vous avez à jeter».
musa onlara "atın, ne atacaksanız" dedi.

«vous deux, jetez dans l'enfer tout mécréant endurci et rebelle,
(allah iki meleğe buyurur ki:) "haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı nankörü!

jetez un coup d’œil sur la page facebook de the worst tours pour plus de photos.
en kötü turların facebook sayfasında daha fazla fotoğraf bulabilirsiniz.

saül dit: jetez le sort entre moi et jonathan, mon fils. et jonathan fut désigné.
saul bu kez, ‹‹benimle oğlum yonatan arasında kura çekin›› dedi. kura yonatana düştü.

jetez l`opprobre sur l`espérance du malheureux... l`Éternel est son refuge.
ama rab onun sığınağıdır.

et dépensez dans le sentier d'allah. et ne vous jetez pas par vos propres mains dans la destruction.
allah yolunda harcama yapın/nimetleri paylaşın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın!

puis, lorsque vinrent les magiciens, moïse leur dit: «jetez ce que vous avez à jeter».
büyücüler geldiğinde musa: "atacağınız şeyleri atın” dedi.

celui qui plaçait à côté d'allah une autre divinité. jetez-le donc dans le dur châtiment».
"o ki allah ile beraber başka ilah edindi, bundan dolayı onu şiddetli azaba birlikte atın!"

vous jetez dans leurs cœurs plus de terreur qu'allah. c'est qu'ils sont des gens qui ne comprennent pas.
andolsun eğer onlar, çıkarılsalar, (bunlar) onlarla beraber çıkmazlar; eğer onlarla savaşılsa onlara yardım etmezler; yardım etseler bile arkalar(ın)a dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez.

quand je l'aurai bien formé et lui aurai insufflé de mon esprit, jetez-vous devant lui, prosternés».
"onu bir biçime sokup, ona ruhum'dan üflediğim zaman siz onun için hemen secdeye kapanın."

et dépensez dans le sentier d'allah. et ne vous jetez pas par vos propres mains dans la destruction. et faites le bien. car allah aime les bienfaisants.
(mallarınızı) allah yolunda harcayın, kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın, iyilik edin, doğrusu allah iyilik edenleri sever.

et dès que je l'aurai harmonieusement formé et lui aurai insufflé mon souffle de vie, jetez-vous alors, prosternés devant lui».
"ona bir biçim verdiğimde ve ona ruhum'dan üfürdüğümde hemen ona secde ederek (yere) kapanın."

il dit: jetez-la en bas! ils la jetèrent, et il rejaillit de son sang sur la muraille et sur les chevaux. jéhu la foula aux pieds;
yehu, ‹‹atın onu aşağı!›› dedi. görevliler İzebeli aşağıya attılar. kanı surların ve bedenini çiğneyen atların üzerine sıçradı.

de nombreuses actions sont associés à des raccourcis clavier. jetez un oeil au dialogue « & #160; configurer les raccourcis & #160; ».
klavye kısayollarına pek çok kullanışlı eylem bağlıdır; "kısayolları yapılandır" diyaloguna bakınız.