Sie suchten nach: alterum (Latein - Türkisch)

unum agnum mane et alterum vesper
kuzunun birini sabah, öbürünü akşamüstü sunun.

cumque egressa alterum maritum duxeri
kadın adamın evinden ayrıldıktan sonra başka biriyle evlenirse,

posuitque unum in bethel et alterum in da
altın buzağılardan birini beytel, ötekini dan kentine yerleştirdi.

restituitque alterum in locum suum ut porrigeret regi poculu
yusufun yaptığı yoruma uygun olarak baş sakisini eski görevine atadı. baş saki firavuna şarap sunmaya başladı. ama firavun fırıncıbaşını astırdı.

ecce hoc inveni dicit ecclesiastes unum et alterum ut invenirem ratione
ama aralarında bir kadın bulamadım.

dixeruntque alter ad alterum constituamus nobis ducem et revertamur in aegyptu
sonra birbirlerine, ‹‹kendimize bir önder seçip mısıra dönelim›› dediler.

accedens autem ad alterum dixit similiter at ille respondens ait eo domine et non ivi
‹‹adam ikinci oğluna gidip aynı şeyi söyledi. o, ‹olur, efendim› dedi, ama gitmedi.

tolles quoque arietem alterum super cuius caput aaron et filii eius ponent manu
‹‹Öteki koçu getir, harunla oğulları ellerini koçun başına koysunlar.

audet aliquis vestrum habens negotium adversus alterum iudicari apud iniquos et non apud sancto
sizden birinin öbürüne karşı bir davası varsa kutsallar önünde değil de, imansızlar önünde yargılanmaya cesaret eder mi?

ait autem ad alterum sequere me ille autem dixit domine permitte mihi primum ire sepelire patrem meu
bir başkasına, ‹‹ardımdan gel›› dedi. adam ise, ‹‹İzin ver, önce gidip babamı gömeyim›› dedi.

alterum vero agnum offeres ad vesperam iuxta ritum matutinae oblationis et iuxta ea quae diximus in odorem suavitati
Öbür kuzuyu akşamüstü, beni hoşnut eden koku, yakılan sunu olarak, sabahki gibi tahıl sunusu ve dökmelik sunuyla birlikte bana sunacaksınız.

cherub unum in summitate huius partis et cherub alterum in summitate partis alterius duos cherubin in singulis summitatibus propitiatori
keruvlardan birini bir kenara, öbürünü öteki kenara koyarak kapağı tek parça halinde yaptı.

cumque surrexissent viri oppidi eius mane viderunt destructam aram baal lucumque succisum et taurum alterum inpositum super altare quod tunc aedificatum era
sabah erkenden kalkan kent halkı, baala ait sunağın yıkıldığını, yanındaki aşera putunun kesildiğini, ikinci boğanın yeni yapılan sunak üzerinde sunulduğunu gördü.

et ad latus exterius quod ascendit ad ostium portae quae pergit ad aquilonem duae mensae et ad latus alterum ante vestibulum portae duae mensa
eyvanın dış duvarının yanında, kuzey kapısının basamaklarının her iki yanında ikişer olmak üzere dört masa daha vardı.

et ad mortuum hominem non ingredientur ne polluantur nisi ad patrem et matrem et filium et filiam et fratrem et sororem quae alterum virum non habuit in quibus contaminabuntu
‹‹ ‹kâhin bir ölünün yanına giderek kendini kirletmeyecek; ölü annesi, babası, oğlu, kızı, kardeşi ya da evlenmemiş kızkardeşiyse kendini kirletebilir.

qui transtulerunt eum de curru in alterum currum qui sequebatur eum more regio et asportaverunt in hierusalem mortuusque est et sepultus in mausoleo patrum suorum et universus iuda et hierusalem luxerunt eu
görevlileri onu savaş arabasından çıkarıp kendisine ait başka bir arabaya koyarak yeruşalime götürdüler. yoşiya öldü ve atalarının mezarlığına gömüldü. bütün yahuda ve yeruşalim halkı onun için yas tuttu.

aedificavit quoque agens industrie omnem murum qui fuerat dissipatus et extruxit turres desuper et forinsecus alterum murum instauravitque mello in civitate david et fecit universi generis armaturam et clypeo
hizkiya gücünü toplayarak surun yıkılmış bölümlerini onarttı, üstüne kuleler yaptırdı. dışardan bir sur daha yaptırarak davut kentinde milloyu sağlamlaştırdı. bunların yanısıra, çok sayıda silah ve kalkan hazırlattı.