Sie suchten nach: iacebat (Latein - Türkisch)

ingressus est ergo heliseus domum et ecce puer mortuus iacebat in lectulo eiu
elişa eve vardığında, çocuğu yatağında ölü buldu.

et erat quidam mendicus nomine lazarus qui iacebat ad ianuam eius ulceribus plenu
her tarafı yara içinde olan lazar adında yoksul bir adam bu zenginin kapısının önüne bırakılırdı; zenginin sofrasından düşen kırıntılarla karnını doyurmaya can atardı. bir yandan da köpekler gelip onun yaralarını yalardı.

et confestim surgens coram illis tulit in quo iacebat et abiit in domum suam magnificans deu
adam onların gözü önünde hemen ayağa kalktı, üzerinde yattığı yatağı topladı ve tanrıyı yücelterek evine gitti.

inter pedes eius ruit defecit et mortuus est ante pedes illius volvebatur et iacebat exanimis et miserabili
yığıldığı yerde cansız kaldı.

mane facto surrexit homo et aperuit ostium ut coeptam expleret viam et ecce concubina eius iacebat ante ostium sparsis in limine manibu
sabahleyin kalkan adam, yoluna devam etmek üzere kapıyı açtı. elleri eşiğin üzerinde, yerde boylu boyunca yatan cariyesini görünce,

cumque surrexissent diluculo azotii altera die ecce dagon iacebat pronus in terram ante arcam domini et tulerunt dagon et restituerunt eum in loco su
ertesi gün erkenden kalkan aşdotlular, dagonu rabbin sandığının önünde yüzüstü yere düşmüş buldular. dagonu alıp yerine koydular.

amasa autem conspersus sanguine iacebat in media via vidit hoc quidam vir quod subsisteret omnis populus ad videndum eum et amovit amasam de via in agrum operuitque eum vestimento ne subsisterent transeuntes propter eu
amasanın ölüsü yolun ortasında kanlar içinde duruyordu. yoavın adamı, ölüye yaklaşan herkesin orada durduğunu görünce, amasayı yoldan sürükleyip tarlaya götürdü ve üzerine bir örtü attı.

qui cum reversus esset de horto nemoribus consito et intrasset convivii locum repperit aman super lectulum corruisse in quo iacebat hester et ait etiam reginam vult opprimere me praesente in domo mea necdum verbum de ore regis exierat et statim operuerunt faciem eiu
kral sarayın bahçesinden şölen salonuna dönünce, hamanı esterin uzandığı sedire kapanmış olarak gördü ve, ‹‹bu adam sarayda, gözümün önünde kraliçeye bile el uzatmaya mı kalkıyor?›› diye bağırdı. kral sözlerini bitirir bitirmez hamanın yüzünü örttüler.