Sie suchten nach: quid enim (Latein - Türkisch)

quid divinum
something divine

nescio quid sit
ich weiß nicht was das ist

questio quid juris
a question of what the right is

non enim sciebat quid diceret erant enim timore exterrit
petrus İsaya, ‹‹rabbî, burada bulunmamız ne iyi oldu! Üç çardak kuralım: biri sana, biri musaya, biri de İlyasa›› dedi.

quid tum si fuscus amyntas
what good then, if swart amyntas be?

dicis itaque mihi quid adhuc queritur voluntati enim eius quis resisti
Şimdi bana, ‹‹Öyleyse tanrı insanı neden hâlâ suçlu buluyor? onun isteğine kim karşı durabilir?›› diyeceksin.

at illi dixerunt quid adhuc desideramus testimonium ipsi enim audivimus de ore eiu
‹‹artık tanıklığa ne ihtiyacımız var?›› dediler. ‹‹İşte kendi ağzından duyduk!››

et quid ageretur penitus ignorabat tantummodo enim ionathan et david rem noveran
olup bitenden habersizdi. olanları yalnız yonatanla davut biliyordu.

pilatus vero dicebat eis quid enim mali fecit at illi magis clamabant crucifige eu
pilatus onlara, ‹‹o ne kötülük yaptı ki?›› dedi. onlar ise daha yüksek sesle, ‹‹onu çarmıha ger!›› diye bağrıştılar.

conscientiam autem dico non tuam sed alterius ut quid enim libertas mea iudicatur ab alia conscienti
senin değil, öbür adamın vicdan huzuru için demek istiyorum. benim özgürlüğümü neden başkasının vicdanı yargılasın?

quid enim bonum eius est et quid pulchrum eius nisi frumentum electorum et vinum germinans virgine
genç kızlar yeni şarapla güçlenecek.

euntes autem discite quid est misericordiam volo et non sacrificium non enim veni vocare iustos sed peccatore
gidin de, ‹ben kurban değil, merhamet isterim› sözünün anlamını öğrenin. Çünkü ben doğru kişileri değil, günahkârları çağırmaya geldim.››

cum autem tradent vos nolite cogitare quomodo aut quid loquamini dabitur enim vobis in illa hora quid loquamin
sizleri mahkemeye verdiklerinde, neyi nasıl söyleyeceğinizi düşünerek kaygılanmayın. ne söyleyeceğiniz o anda size bildirilecek.

quid non te occidit, solum vos facit fortior
what does not kill you, only makes you stronger

et praecipiens iudicibus videte ait quid faciatis non enim hominis exercetis iudicium sed domini et quodcumque iudicaveritis in vos redundabi
onlara, ‹‹yaptıklarınıza dikkat edin›› dedi, ‹‹Çünkü insan adına değil, yargı verirken sizinle olan rab adına yargılayacaksınız.

dixitque azahel quid enim sum servus tuus canis ut faciam rem istam magnam et ait heliseus ostendit mihi dominus te regem syriae for
hazael, ‹‹bir köpekten farksız olan bu kulun, bütün bu işleri nasıl yapabilir?›› dedi. elişa, ‹‹rab bana senin aram kralı olacağını gösterdi›› diye yanıtladı.

accedens autem propheta ad regem israhel dixit ei vade et confortare et scito et vide quid facias sequenti enim anno rex syriae ascendet contra t
daha sonra peygamber gelip İsrail kralına, ‹‹git, gücünü pekiştir ve neler yapman gerektiğini iyi düşün›› dedi, ‹‹Çünkü önümüzdeki ilkbaharda aram kralı sana yine saldıracak.››

cumque vidisset a longe ficum habentem folia venit si quid forte inveniret in ea et cum venisset ad eam nihil invenit praeter folia non enim erat tempus ficoru
uzakta, yapraklanmış bir incir ağacı görünce belki incir bulurum diye yaklaştı. ağacın yanına vardığında yapraktan başka bir şey bulamadı. Çünkü incir mevsimi değildi.

dixitque david ad achis quid enim feci et quid invenisti in me servo tuo a die qua fui in conspectu tuo usque in diem hanc ut non veniam et pugnem contra inimicos domini mei regi
davut, ‹‹ama ben ne yaptım?›› diye sordu, ‹‹yanına geldiğimden bu yana bende ne buldun ki, gidip efendim kralın düşmanlarına karşı savaşmayayım?››

dixerunt mihi fac nobis deos qui praecedant nos huic enim mosi qui nos eduxit de terra aegypti nescimus quid accideri
bana, ‹bize öncülük edecek bir ilah yap. bizi mısırdan çıkaran adama, musaya ne oldu bilmiyoruz› dediler.