Sie suchten nach: eldgammel (Norwegisch - Türkisch)

den er eldgammel.
- Çek.

denne er eldgammel.
milattan kalma resmen.

sivilisasjonen vår er eldgammel.
Çok eski bir medeniyetten geliyoruz.

- han ville vært eldgammel.
yaşasaydı da çok yaşlı olurdu.

denne julepynten er eldgammel.
vay be. bu süsler antika olmuş.

det er en eldgammel tradisjonell dans.
bu... eski bir geleneksel danstır.

en eldgammel rulle. på latin.
bu kadim bir parşömen.

- fordi han er en eldgammel mann.
Çünkü o, çok, çok, çok yaşlı bir adam.

du brøt en eldgammel og grunnleggende lov.
Önemli ve köklü bir yasayı çiğnedin.

claudius, det er en eldgammel unnskyldning.
ama claudius, erkeklerin sık sık kullandıkları asırlık bir bahanedir bu.

- det stammer fra en eldgammel profeti.
bu eski bir kehanet.

det er en del av en eldgammel profeti.
eski bir kehanet.

- fordi det er en eldgammel cor2-pc.
Çünkü, bu bilgisayar son jenerasyon "extreme core"dur.

jeg stammer fra en eldgammel ætt av skjoldmøyer.
senim geldiğim soy, skjoldmøer.

den er basert på en eldgammel, hemmelig tro.
ayinin temeli kadim ve son derece gizli bir dizi inanışa dayanır.

de trues av en eldgammel ondskap, noe fryktelig.
onlar eski bir şeytan tarafından istila edilmişler.

alle vet at vitenskapens farer... er en eldgammel trussel.
bilimin tehlikelerinin geçmişten beri bir tehdit oluşturduğunu... söylememe gerek yok.

du fikk meg til å føle meg eldgammel, en bør, utgått...
kendimi kötü hissettirmiştin, sıkıntılı, yaşlı, tatsız...

- formidler av eldgammel visdom. - jeg har savnet deg.
sen eski bir bilgesin.

jeg prøver bare å spise en eldgammel twinkie-sjokolade.
1,000 yıllık bir twinkie'yi deniyordum.