Sie suchten nach: nogen (Norwegisch - Türkisch)

har der været nogen jordskælv‎?
hissettin mi?

dersom nogen har øre, han høre!
kulağı olan işitsin!

hvis nogen av dem svikter prinsippene -
eğer içlerinden biri daha fazla para ya da güç için...

jeg tror nogen fulgte etter meg hjem.
dinle, sanırım biri beni buraya, eve kadar takip etti.

om nogen har ører å høre med, han høre!
İşitecek kulağı olan işitsin!››

trodde aldri nogen kunne riva muren ned
asla kimsenin bu duvarı alaşağı edebileceğini düşünmedim.

og nogen av prestenes sønner laget kryddersalven.
ancak baharatı karıştırıp hazırlama görevi kâhinlerindi.

i skal ikke plage nogen enke eller farløs;
‹‹dul ve öksüz hakkı yemeyeceksiniz.

hun plukker mer bomull enn nogen annen neger.
herhangi bir zenciden çok daha fazla para getiriyor.

men om nogen elsker gud, han er kjent av ham.
ama tanrıyı seveni tanrı bilir.

nogen tid efter begynte ammons barn krig mot israel.
bir süre sonra ammonlular İsraillilere savaş açtı.

jeg attrådde ikke sølv eller gull eller klær av nogen;
ben hiç kimsenin altınına, gümüşüne ya da giysisine göz dikmedim.

du må naturligvis aldri ta nogen med inn i det hemmelige romm.
gizli sığınağa asla bir yabancıyı getirmemelisin.

finder vi ikke nogen investorer‎, er vi nødt til at fyre folk‎.
o zamana kadar yatırımcı bulamazsak, insanları işten çıkarmaya başlamamız gerekecek. anne!

i skal ikke tende op ild i nogen av eders boliger i sabbatsdagen.
Şabat günü konutlarınızda ateş yakmayacaksınız.››

derfor frykter menneskene ham; men han enser ikke nogen selvklok mann.
Çünkü o, bilgeleri dikkate almaz.››

disiplene sa da til hverandre: skulde nogen ha båret mat til ham?
Öğrenciler birbirlerine, ‹‹acaba biri ona yiyecek mi getirdi?›› diye sordular.

da svarte nogen av de skriftlærde og sa: mester! du taler vel.
artık ona başka soru sormaya cesaret edemeyen din bilginlerinden bazıları, ‹‹Öğretmenimiz, güzel konuştun›› dediler.

jeg vil ikke ta parti for nogen, og jeg vil ikke smigre for noget menneske;
kimseye yaltaklanmayacağım.

og mengden i byen delte sig; nogen holdt med jødene, andre med apostlene.
kent halkı ikiye bölündü. bazıları yahudilerin, bazıları da elçilerin tarafını tuttu.