Sie suchten nach: kaza (Serbisch - Türkisch)

tada im isus kaza upravo: lazar umre.
bunun üzerine İsa açıkça, ‹‹lazar öldü›› dedi.

i vrativši se atah kaza jestiri reèi mardohejeve.
hatak geri dönüp mordekayın söylediklerini estere bildirdi.

i sidje mojsije k narodu, i kaza im.
bunun üzerine musa aşağı inip durumu halka anlattı.

i mojsije kaza praznike gospodnje sinovima izrailjevim.
böylece musa İsrail halkına rab'bin bayramlarını bildirdi.

a kad otidoše poslani, nadjoše kao što im kaza.
gönderilen öğrenciler gittiler, her şeyi İsanın kendilerine anlattığı gibi buldular.

a devojka otrèa i sve ovo kaza u domu matere svoje.
kız annesinin evine koşup olanları anlattı.

koje rekoše usta moja, i kaza jezik moj u teskobi mojoj.
ağzımdan çıkan adakları.

a èovek otide i kaza jevrejima da je ono isus koji ga isceli.
adam gidip yahudi yetkililere kendisini iyileştirenin İsa olduğunu bildirdi.

a oni otidoše i nadjoše kao što im kaza; i ugotoviše pashu.
onlar da gittiler, her şeyi İsanın kendilerine söylediği gibi buldular ve fısıh yemeği için hazırlık yaptılar.

a marija magdalina otide, i javi uèenicima da vide gospoda i kaza joj ovo.
mecdelli meryem öğrencilerin yanına gitti. onlara, ‹‹rabbi gördüm!›› dedi. sonra rabbin kendisine söylediklerini onlara anlattı.

a i drugima koji mišljahu za sebe da su pravednici i druge uništavahu kaza prièu ovu:
kendi doğruluklarına güvenip başkalarına tepeden bakan bazı kişilere İsa şu benzetmeyi anlattı: ‹‹biri ferisi, öbürü vergi görevlisi iki kişi dua etmek üzere tapınağa çıktı.

a kad biste pogrešili, te ne biste uèinili svih ovih zapovesti, koje kaza gospod mojsiju,
‹‹ ‹eğer bilmeden günah işlediyseniz, rabbin musaya verdiği buyruklardan herhangi birini -rabbin buyruk verdiği günden başlayarak musa aracılığıyla size ve gelecek kuşaklara buyurduğu herhangi bir şeyi- yerine getirmediyseniz

a ham, otac hanancima, vide golotinju oca svog, i kaza obojici braæe svoje na polju.
kenanın babası olan ham babasının çıplak olduğunu görünce dışarı çıkıp iki kardeşine anlattı.

a avimeleh reèe: ne znam ko je to uèinio; niti mi ti kaza, niti èuh do danas.
avimelek, ‹‹bunu kimin yaptığını bilmiyorum›› diye yanıtladı, ‹‹sen de bana söylemedin, ilk kez duyuyorum.››

i kaza helkija safanu pisaru i reèe: nadjoh zakonik u domu gospodnjem. i dade helkija knjigu safanu.
yazman Şafana, ‹‹rabbin tapınağında yasa kitabını buldum›› diyerek kitabı ona verdi.

ovo kaza, i potom im reèe: lazar, naš prijatelj, zaspa; nego idem da ga probudim.
bu sözleri söyledikten sonra, ‹‹dostumuz lazar uyudu›› diye ekledi, ‹‹onu uyandırmaya gidiyorum.››

keljmendijevoj kompaniji je, navodno bez dozvole, omogućeno da gradi hotel „kaza grande“ u ulcinju.
keljmendi'nin şirketinin, ulcinj'deki "casa grande" otelini kaçak olarak inşa etmesine izin verildiği iddia ediliyor.

a kad videše, kazaše sve što im je kazano za to dete.
onları görünce, çocukla ilgili kendilerine anlatılanları bildirdiler.