Sie suchten nach: nesumnjivo (Serbisch - Türkisch)

taj put je nesumnjivo otvoren.
ab’ye giden yol kesinlikle açık.

nesumnjivo je da nema drugog načina.
başka yolu kesinlikle yoktur.

nesumnjivo je da proširenje sa sobom nosi ekonomsku korist.
Şüphesiz, büyüme, kendine özgü ekonomik yararlari da beraberinde getirir.

međutim, stvarni procenat korisnika interneta je nesumnjivo veći.
ancak gerçek oran kuskusuz daha yüksek.

ta budućnost je nesumnjivo u evropi, u evropskim institucijama».
ve bu gelecek de şüphesiz avrupa'da, avrupa kurumlarında yatıyor."

prvo, podela nesumnjivo definiše priznavanje ostalog dela kosova kao nezavisnu državu.
Öncelikle bu, şüpheye yer bırakmayacak şekilde kosova'nın diğer bölümünün bağımsız bir ülke olarak tanınmasını öngörüyor.

branko crvenkovski: proglašenje nezavisnosti kosova nesumnjivo sa sobom nosi izvesne rizike.
branko crvenkovski: kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesi şüphesiz bazı riskler taşıyor.

heroin mi je nesumnjivo uništio sve u životu, kaže relja [arhivski snimak]
relja, eroinin hayatımdaki herşeyi mahvettiği kesin, diyor. [arşiv]

ekonomisti procenjuju da će nesumnjivo doći do određenih gubitaka, pre svega zbog povećanja troškova transporta.
ekonomistler, başta nakliye giderlerinin artması nedeniyle belirli zararların kaçınılmaz olacağı konusunda birleşiyorlar.

Đinđić je više puta u prošlosti iskoristio to sredstvo parlamentarne kontrole i nesumnjivo će ga koristiti i u budućnosti.
cinciç, daha önce de birçok defa, meclis'i yukarıda belirtilen yolla denetim altında tutmayı başardı.

napredak koji su naši saveznici u alijansi i drugi nesumnjivo primetili, većinom leži u našem doprinosu svetskom miru i bezbednosti.
İttifaktaki müttefiklerimizin hiç şüphe etmeksizin işaret ettikleri ilerleme ve ötesi, büyük oranda dünya barışı ve güvenliğine olan katkımızdadır.

nesumnjivo će biti negativnih reakcija», izjavio je dnevniku kapital šef rumunske agencije za strane investicije aleksandru popa.
hiç şüphesiz olumsuz tepkiler de olacaktır," dedi ve şöyle devam etti: "bundan etkilenen şirketler ve insanlar olacaktır."

osman topčagić: potpisivanje sporazuma o stabilizaciji i pridruživanju nesumnjivo će značiti novu fazu u napretku bih unutar procesa integracije u eu.
osman topcagiç: İstikrar ve ortaklık anlaşması’nın imzalanmasının, bh’nin ab entegrasyon süreci içindeki ilerlemesinde yeni bir safha anlamına geleceği hiç şüphe götürmez.

"mi smo saveznici i naša multilateralna saradnja nesumnjivo doprinosi regionalnoj stabilnosti na balkanu", rekao je erdogan za 24 časa.
24 chasa'ya verdiği demeçte erdoğan, "bizler müttefikiz ve çok taraflı işbirliğimiz hiç şüphesiz balkanlar'da bölgesel istikrara katkı sağlayacaktır." dedi.

naš ulazak u alijansu, kao i pristupanje druge dve zemlje potpisnice jadranske povelje, albanije i hrvatske, nesumnjivo će doprineti daljoj stabilizaciji regiona.
Ülkemizin ve diğer iki adriyatik sözleşmesi ülkesi olan arnavutluk ve hırvatistan'ın İttifak'a katılması şüphesiz ki bölge istikrarına büyük katkı sağlayacaktır.

premijer milo Đukanović nesumnjivo je ostavio traga u crnogorskoj istoriji i politici u poslednje dve decenije, kaže rakčević. [getty images]
rakceviç, başbakan milo djukanoviç’in, karadağ tarihi ve siyasetinin son yirmi yılına kesinlikle damgasını vurduğunu söylüyor. [getty images]

"ovim se stavlja tačka na spor o antifašističkoj prošlosti hrvatske, koja je nesumnjivo imala tu stranu koju nije trebala", rekao je josipović.
josipoviç, "bu, hırvatistan'ın sahip olmamış olması gereken bir yöne hiç şüphesiz sahip olduğu faşizm karşıtı geçmişiyle ilgili anlaşmazlığa nokta koymaktadır." dedi.

primetivši da su ekonomije bugarske i rumunije još uvek “u periodu krhkog i ranjivog razvoja”, predsednik senata premisl sobotka naglasio je da obe zemlje nesumnjivo pripadaju evropi.
senato başkanı premysl sobotka bulgar ve romen ekonomilerinin hâlâ "kırılgan ve hassas gelişmeler döneminde" olduğuna dikkat çekmekle birlikte, her iki ülkenin de hiç şüphesiz avrupa'ya ait olduğunu kaydetti.

"samo bih želeo da su ovi izbori bili jednako fer kao što su nesumnjivo bili slobodni", rekao je on, dodajući da turska ima najveći cenzus među 47 zemalja saveta evrope.
"tek dileğim, bu seçimlerin şüphe götürmeyecek kadar özgür olduğu kadar da adil olmuş olmasıdır." diyen yetkili, bu barajın avrupa konseyi'ndeki 47 ülke arasındaki en yüksek oran olduğunu da sözlerine ekledi.

na kraju prvog suđenja sudija slavko lozina zaključio je da, mada su u lori nesumnjivo bili počinjeni zločini, «ne postoji ni trunka dokaza da ih je počinio bilo koji od ovih osumnjičenika».
İlk mahkemenin sonunda yargıç slavko lozina, lora'da hiç şüphesiz suç işlenmekle birlikte, "bunları bu zanlıların herhangi biri tarafından işlendiğine dair en ufak bir kanıt bile olmadığına" hüküm verdi.