Sie suchten nach: očiglednom (Serbisch - Türkisch)

gnev oko tog pitanja podstaknut je očiglednom konfuzijom oko toga šta je sud zapravo odlučio.
konuyla ilgili kızgınlık, mahkemenin gerçek kararıyla ilgili bariz bir karışıklık yüzünden daha da arttı.

kosovski predsednik ibrahim rugova je sredinom marta prošao nepovređen u očiglednom pokušaju atentata.
mart ayı ortasında kosova cumhurbaşkanı İbrahim rugova, görünürdeki bir suikast girişiminden yara almadan kurtuldu.

međutim, eu je istovremeno pritisnuta očiglednom kontradikcijom između svog ukorenjenog socijalnog modela i potrebe da se tržišta učine fleksibilnijim.
fakat kuvvetli bir şekilde kurulmuş sosyal modeli ile pazarları esnekleştirme ihtiyacı arasındaki gözle görülür çelişki nedeniyle de zorlanmaktadır.

politički analitičar slobodan antonić veruje da će srpska vlada verovatno za sada ostati stabilna, uprkos očiglednom razdoru tokom predizborne kampanje.
siyasi analist slobodan antoniç sırp hükümetinin cumhurbaşkanlığı kampanyası sırasında meydana gelen bariz kırılmaya rağmen büyük olasılıkla şimdilik istikrarını koruyacağına inanıyor.

uprkos očiglednom opadanju interesovanja javnosti, turski analitičari kažu da policijski i bezbednosni zvaničnici i dalje ozbiljno doživljavaju opasnost od al kaide i da pažljivo prate njene simpatizere.
halkın ilgisinin azaldığı görünmesine karşın, türk yorumcular polis ve emniyet yetkililerinin kaide tehdidini ciddiye almaya devam ettiklerini ve sempatizanları yakında izlediklerini söylüyorlar.

koncept po kome bi srbija i dalje imala suverenitet nad kosovom suočava se sa očiglednom preprekom – beograd ne može da nametne svoj suverenitet stanovništvu koje mu se u velikoj većini protivi.
sırp egemenliğini devam ettirme fikrinin karşısında oldukça açık bir engel var. nüfusun kararlılıkla karşı çıktığı bu fikri onlara zorla kabul ettirmek mümkün değil.

u očiglednom ukoru upućenom svom zameniku i drugim nemačkim političarima koji pominju takav scenario, merkelova je rekla da ono što je u stvari hitno neophodno jesu usaglašeni koraci za sprečavanje prenošenja te zaraze i na druge zemlje evrozone.
yardımcısını ve bu senaryoyu dolaştıran diğer alman siyasileri açıkça paylayan merkel, acil şekilde ihtiyaç duyulan şeyin, bundan ziyade, salgının diğer avro bölgesi üyelerine de yayılmasını önleyecek uyumlu eylem olduğunu söyledi.

bugarske vlasti uhapsile su četiri lica koja su uhvaćena u očiglednom pokušaju da prokrijumčare u rumuniju 3,4 kilograma retkog metala hafnijuma, supstance sa potencijalnom dvostrukom upotrebom koja se nalazi na bugarskoj i međunarodnim listama robe čiji su uvoz i izvoz zabranjeni.
bulgar makamları, bulgar ve uluslararası ithalat ve ihracatı yasak mallar listesinde yer alan çift olası kullanım amaçlı bir madde olan ve ender bulunan hafniyumdan 3,4kg'ı romanya'ya kaçırmaya çalışan dört kişiyi tutukladılar.

animacija je bila poslednja salva u onome što mnogi nazivaju “virtuelnim ratom” između grčkih i turskih korisnika youtube, u kome su više puta klipovi postavljani sa očiglednom namerom da uvrede ili razljute drugu stranu.
animasyon, türk ve yunan youtube kullanıcıları arasında devam eden ve her iki tarafın da birbirine hakaret etmek ve kızdırmak amacıyla videolar yayınladığı "sanal savaşın" son perdesiydi.

u očiglednom odsustvu domaćih snaga koje bi mogle da primoraju političke lidere u bih koji se konstantno prepiru da se umesto toga fokusiraju na reforme koje zahteva eu, "danas je snažnija angažovanost eu od većeg značaja nego ikada pre", ukazuje se navodno u predlogu solane i rena.
bildirildiğine göre, solana-rehn önerisinde bh'deki çekişen siyasi liderleri bunun yerine ab üyeliği için gereken reformlara odaklanmaya zorlayacak iç güçlerin yokluğunda, "bugün ab'nin daha güçlü bir müdahalesine hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyulduğu" ifadesi yer alıyor.