Sie suchten nach: oslabljena (Serbisch - Türkisch)

zato oslabljene ruke i oslabljena kolena ispravite,
bunun için sarkık ellerinizi kaldırın, bükük dizlerinizi doğrultun, ayaklarınız için düz yollar yapın. Öyle ki, kötürüm olan parça eklemden çıkmasın, tersine şifa bulsun.

oslabljena ekonomija kosova potpiruje političke manipulacije, kažu analitičari.
analistler, kosova'nın güç durumdaki ekonomisinin siyasi manipülasyonu körüklediği görüşündeler.

kada je u pitanju dpk, njena pozicija može generalno da bude oslabljena.
pdk konusunda, partinin genel olarak konumunu zayıflatabilir.

Šef eu za borbu protiv terorizma: al kaida oslabljena, ali opasnosti ostaju
ab terörle mücadele şefi: el kaide zayıfladı, fakat tehditler sürüyor

iako će gana biti oslabljena zbog odsustva kapitena mikaela esijena, niko ne misli da će biti slab protivnik.
gana kaptanı michael essien'siz aksayacak olmasına rağmen, kimse bunun takımı devireceğini düşünmüyor.

„bošnjaci su pokazali da ne haju za interese rs i sve se svodi na to da rs bude oslabljena.
İktidar koalisyonu ortağı demokratik halk birliği başkanı marko paviç, "boşnaklar sc'nin çıkarlarını umursamadıklarını gösterdiler ve sc'yi zayıflatıyor durumunu düştüler.

Šutanovac kaže da će sposobnost srbije da pomogne srpskoj manjini na kosovu biti oslabljena ako se birači ne odluče za kandidate koji podržavaju tešnje odnose sa eu.
sutanovac, seçmenlerin ab ile yakın ilişkilerden yana olan adayları seçmemeleri halinde sırbistan'ın kosova'daki sırp azınlığa yardım edebilme becerisinin zayıflayacağını ileri sürdü.

republika srpska je, predvođena premijerom miloradom dodikom, nedavno ponovila pretnju da će zakazati referendum o otcepljenju ukoliko autonomija rs bude oslabljena bez njenog pristanka.
başbakan milorad dodik liderliğindeki sırp cumhuriyeti, geçtiğimiz günlerde bölgenin özerkliğinin kendi rızası dışında zayıflatılması halinde bir ayrılma referandumu düzenlemekle tehdit etti.

erdoganova stranka nadala se pobedi u 100 opština u istočnoj i jugoistočnoj turskoj, što bi premijeru omogućilo da ima jači mandat za njegov program reformi, a pkk bi istovremeno bila izolovana i oslabljena.
erdoğan’ın partisi ise, türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda 100 belediye kazanarak, başbakana reform programı için daha güçlü bir yetki sağlamayı ve diğer yandan da pkk’yı izole edip zayıflatmayı umuyordu.

al kaida je znatno oslabljena ubistvom svog lidera osame bin ladena početkom maja, eliminacijom drugih istaknutih članova mreže i finansijskim problemima sa kojima se, kako se smatra, ta organizacija suočava, rekao je ovaj zvaničnik eu.
ab yetkilisine göre el kaide'nin, lideri usame bin ladin'in mayıs ayı başlarında öldürülmesi ve ağın diğer üst düzey üyelerinin ortadan kaldırılması ve karşı karşıya olduğuna inanılan maddi sorunlar yüzünden önemli ölçüde zayıfladığına inanılıyor.

"broj nezavršenih suđenja svedoči o neadekvatnosti naših sudova, sa posledicom da borba protiv kriminala postaje neefikasna, a pravna bezbednost građana je oslabljena", ukazuje medenica u izveštaju.
medenica'nın raporunda, "bitmemiş dava sayısı mahkemelerimizin yetersizliğini ortaya koyarken, bunun sonucu da suçla mücadelenin verimsiz hale gelmesi ve vatandaşların yasal güvenliğinin baltalanmasıdır." ifadesi yer aldı.

"oslabljena i potencijalno nestabilna bosna neminovno će u prvi plan vratiti međusobno pojačane etničke probleme regiona, brišući napredak postignut u poslednjih deset godina", upozorio je taj analitičar, a preneo magazin tajm.
time dergisi tarafından kaydedilen sözlerinde analist, "zayıflamış ve potansiyel olarak istikrarsız bir bosna, kaçınılmaz bir şekilde son on yıl içinde kaydedilen ilerlemeyi silerek bölgenin karşılıklı desteklenen etnik sorunlarını ön plana getirecektir." dedi.