Sie suchten nach: promenio (Serbisch - Türkisch)

naš stav se nije promenio.
bizim tutumumuz değişmedi.

da li se vaš stav prema dodiku promenio?
dodik'e karşı olan tavrınızda herhangi bir değişiklik oldu mu?

imidž srbije u očima sveta se promenio.
sırbistan'ın dünya önündeki imajı değişime uğradı.

rumunski premijer taričeanu promenio odluku o ostavci
romen lider tariceanu İstifa kararından döndü

"glavna pretpostavka je da se svet potpuno promenio.
"temel tez, tamamen yeni bir dünya ile karşı karşıya olduğumuz idi.

jorgos vulgarakis: naravno, neke stvari sam promenio.
yorgo vulgarakis: elbette.

nije poznato da li je on promenio stav u tom pogledu.
başbakanın konu üzerindeki tavrında bir değişme olup olmadığı bilinmiyor.

način na koji posmatramo taj istorijski period nije se puno promenio.
osmanlı dönemine bakış açımız esasen pek değişmedi.

Četiri petine njih ne veruje da bi njihov glas promenio bilo šta.
bunların beşte dördü oylarının birşeyleri değiştireceğine inanmıyor.

grad nelspruit zvanično je promenio ime u mbombela, mada mnogi to ignorišu.
nelspruit kentinin adı resmi olarak mbombela olarak değiştirilmiş olsa da, pek çok kişi buna aldırmıyor.

međutim, on je priznao da se ton turske promenio u komunikaciji sa izraelom.
ancak bakan, türkiye'nin İsrail ile iletişimindeki tonunun değiştiğini de kabul etti.

iako je pad zida promenio evropu, to nije bila preterano velika vest u bih u to vreme.
Çöküş avrupa'yı değiştirmesine karşın o tarihte bh'de büyük bir haber olarak algılanmadı.

gotovinin advokat je bivši tužilac u hagu gregori kiho koji je promenio stranu pre dva meseca.
gotovina'nın savunma avukatı ise, birkaç ay önce taraf değiştirmiş eski bir lahey savcısı olan gregory kehoe.

kavada i Žibo kažu da se stav evrope o međunarodnim usvajanjima promenio, zbog smanjenja trgovine decom.
cavada ve gibault, çocuk kaçakçılığındaki azalma nedeniyle avrupa'nın uluslararası evlat edinmelere olan bakışının değiştiğini söylüyorlar.

beograd je promenio plan o smanjenju subvencija i sada radi na novoj politici jačanja poljoprivrede i povećanja izvoza hrane.
sübvansiyonlara uygulanması planlanan bir kesintiyi geri çeken belgrad, tarımı güçlendirme ve gıda ihracatını artırma amaçlı yeni bir politika hazırladı.

dokazi da se na uglu ove ulice u sarajevu, pre 89 godina, svet promenio, jedva da su vidljivi.
bu saraybosna caddesinde 89 yıl önce dünyanın kaderinin değiştiğine ilişkin pek az kanıt bulunuyor.

del ponte je u četvrtak izjavila da postoje neki nagoveštaji da je koštunica možda promenio stav nakon njenog izveštaja savetu bezbednosti.
perşembe günü del ponte, kostunica'nın güvenlik konseyi'ne sunulan rapor sonrasında tutumunu değiştirdiğine dair belirtilerin olduğunu söyledi.

da bi promenio stvari, beriša je u albaniju vratio izvestan broj na zapadu obrazovanih mladih ljudi i uključio ih u svoj tim.
bu durumu değiştirmek için berisha, batıda eğitim görmüş, ismi lekesiz bir dizi genç insanı arnavutluk'a getirterek ekibine kattı.

međutim, posle razgovora sa liderom hss josipom friščićem, ministar je promenio svoju odluku i sada namerava da ostane na svojoj funkciji.
hss genel başkanı josip frisciç ile yaptığı görüşmelerin ardından kararını değiştiren bakan, artık görevde kalmayı planlıyor.

kada je izbio rat i ljudi se iselili u druge zemlje, zakon o imovini u hrvatskoj se promenio i nekih 30 hiljada porodica ostalo je bez svojih domova.
savaş çıkıp da insanlar başka ülkelere göç ettiğinde, hırvatistan'daki mülkiyet yasası da değişti ve yaklaşık 30 bin aile evsiz kaldı.