Von professionellen Übersetzern, Unternehmen, Websites und kostenlos verfügbaren Übersetzungsdatenbanken.
entonces se quitó apresuradamente la venda de sus ojos, y el rey de israel reconoció que era uno de los profetas
peygamber, hemen gözlerindeki sargıyı çıkardı. o zaman İsrail kralı onun bir peygamber olduğunu anladı.
como él se asió de pedro y de juan, toda la gente, atónita, concurrió apresuradamente a ellos en el pórtico llamado de salomón
adam, petrusla yuhannaya tutunuyordu. bütün halk hayret içinde süleymanın eyvanı denilen yerde onlara doğru koşuştu.
entonces el faraón mandó llamar a josé, y le hicieron salir apresuradamente de la cárcel. se afeitó, se cambió de ropa y vino al faraón
firavun yusufu çağırttı. hemen onu zindandan çıkardılar. yusuf tıraş olup giysilerini değiştirdikten sonra firavunun huzuruna çıktı.
entonces el faraón hizo llamar apresuradamente a moisés y a aarón, y les dijo: --he pecado contra jehovah vuestro dios y contra vosotros
firavun acele musayla harunu çağırttı. ‹‹tanrınız rabbe ve size karşı günah işledim›› dedi,
entonces arioc llevó apresuradamente a daniel a la presencia del rey y le dijo así: --he hallado un hombre de los cautivos de judá, quien dará a conocer al rey la interpretación
aryok onu hemen krala götürdü ve, ‹‹sürgündeki yahudalılar arasında kralın düşünü yorumlayabilecek birini buldum›› dedi.
así lo habréis de comer: con vuestros cintos ceñidos, puestas las sandalias en vuestros pies y con vuestro bastón en la mano. lo comeréis apresuradamente; es la pascua de jehovah
eti şöyle yemelisiniz: beliniz kuşanmış, çarıklarınız ayağınızda, değneğiniz elinizde olmalı. eti çabuk yemelisiniz. bu rabbin fısıh kurbanıdır. anlamına da gelir.
jonatán hijo de saúl tenía un hijo lisiado de los pies. tenía cinco años cuando la noticia de la muerte de saúl y de jonatán llegó de jezreel, y su nodriza lo tomó y huyó. y sucedió que cuando huía apresuradamente, el niño se cayó y quedó cojo. Él se llamaba mefiboset
saul oğlu yonatanın mefiboşet adında bir oğlu vardı; iki ayağı da topaldı. saulla yonatanın ölüm haberi yizreelden ulaştığında, mefiboşet beş yaşındaydı. dadısı onu alıp kaçmıştı. ne var ki, aceleyle kaçmaya çalışırken çocuk düşüp sakatlanmıştı.
entonces el rey nabucodonosor se alarmó y se levantó apresuradamente. y habló a sus altos oficiales y dijo: --¿no echamos a tres hombres atados dentro del fuego? ellos respondieron al rey: --es cierto, oh rey
o zaman kral nebukadnessar şaşkınlık içinde birden ayağa kalktı. danışmanlarına, ‹‹biz ateşin içine bağlı üç kişi atmadık mı?›› diye sordu. danışmanlar, ‹‹kuşkusuz, ey kral›› diye karşılık verdiler.