Sie suchten nach: poseso (Spanisch - Türkisch)

¡eres, ciertamente, un poseso!
doğrulardan isen melekleri bize getirsene" dediler.

no es más que un poseso.
"bu, yalnızca kendisinde delilik bulunan bir kimsedir.

su paisano no es un poseso.
arkadaşlarında hiç bir delilik yoktur.

¿o dicen que es un poseso?
yoksa onda bir cinnet olduğunu mu söylüyorlar?

y dicen: «¡sí, es un poseso!»
"bu tam bir cinlidir." diyorlardı.

¡vuestro paisano no es un poseso!
arkadaşınız (muhammed) asla deli değildir.

¿o dicen que es un poseso? ¡no!
ne o, yoksa “onda bir delilik var!” mı diyorlar?

¿no reflexionan? su paisano no es un poseso.
düşünmediler mi ki, arkadaşlarında (muhammed'de) delilik yoktur?

¿ha inventado una mentira contra alá o es un poseso?
"acaba o, yalan yere allah'a iftira mı etmiştir?

no es más que un poseso. ¡observadle durante algún tiempo!»
"o, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin."

y decían: «¿vamos a dejar a nuestros dioses por un poeta poseso?»
"mecnun bir şair için biz tanrılarımızı bırakacak mıyız?" derlerdi.

¿ha inventado una mentira contra alá o es un poseso? ¡no, no es así!
"allah'a karşı yalan mı düzüp uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var?"

¡amonesta, pues, porque, por la gracia de tu señor, no eres adivino ni poseso!
(ey muhammed!) sen hatırlat, öğüt ver. rabbinin nimeti sayesinde sen ne kâhinsin, ne de mecnûn.

vuestro paisano no es un poseso; no es sino un monitor que os previene contra un castigo severo».
arkadaşınızda delilikten eser yoktur. o, çetin bir azabın arefesinde sizin için bir uyarıcıdır."

dicen: «¡eh, tú, a quien se ha hecho bajar la amonestación! ¡eres, ciertamente, un poseso!
ve derler ki: ey kendisine kur'an indirilen sen gerçekten de delisin.