Sie suchten nach: mwili (Swahili - Türkisch)

mwili
İnsan vücudu

maana sisi ni viungo vya mwili wake.)
Çünkü bizler onun bedeninin üyeleriyiz.

walipoingia ndani, hawakuona mwili wa bwana yesu.
ama içeri girince rab İsanın cesedini bulamadılar.

mwili una viungo vingi, kila kimoja na kazi yake.
bir bedende ayrı ayrı işlevleri olan çok sayıda üyemiz olduğu gibi, çok sayıda olan bizler de mesihte tek bir bedeniz ve birbirimizin üyeleriyiz.

watu wanaotii matakwa ya mwili hawawezi kumpendeza mungu.
benliğin denetiminde olanlar tanrıyı hoşnut edemezler.

yosefu akauchukua ule mwili akauzungushia sanda safi ya kitani,
yusuf cesedi aldı, temiz keten beze sardı, kayaya oydurduğu kendi yeni mezarına yatırdı. mezarın girişine büyük bir taş yuvarlayıp oradan ayrıldı.

mwili hauna kiungo kimoja tu, bali una viungo vingi.
İşte beden tek üyeden değil, birçok üyeden oluşur.

basi, yeye alikwenda kwa pilato, akaomba apewe mwili wa yesu.
pilatusa gidip İsanın cesedini istedi.

ili kusiweko na utengano katika mwili bali viungo vyote vishughulikiane.
Öyle ki, bedende ayrılık olmasın, üyeler birbirini eşit biçimde gözetsin.

maskini miye! nani atakayeniokoa kutoka katika mwili huu unaonipeleka kifoni?
ne zavallı insanım! Ölüme götüren bu bedenden beni kim kurtaracak?

mwenyezi mungu hakumwekea mtu yeyote kuwa ana nyoyo mbili ndani ya mwili wake.
allah bir adam için içinde iki kalb yapmamıştır.

akamwendea pilato, akaomba apewe mwili wa yesu. basi, pilato akaamuru apewe.
pilatusa gidip İsanın cesedini istedi. pilatus da cesedin ona verilmesini buyurdu.

mwili wake ulikutwa katika miteremko ya milima takribani yadi 200 hadi 300 kutoka nyumbani kwake.
kızın cansız bedeni, evinin sadece 100 metre ilerisindeki dağın eteklerinde bulundu.

leo, basi, tutakuokoa kwa mwili wako, ili uwe ishara kwa ajili ya walio nyuma yako.
"bugün senin bedenini kurtaracağız ki, arkandan gelenlere bir ibret olasın.

na tulimtia mtihanini suleiman, na tukauweka mwili juu ya kiti chake, kisha akarejea kwa kutubu.
and olsun ki süleyman'ı denedik, hükümranlığını zayıf düşürdük; sonra eski haline döndü.

"jicho ni taa ya mwili. kama jicho lako ni zima, mwili wako wote utakuwa katika mwanga.
‹‹bedenin ışığı gözdür. gözünüz sağlamsa, bütün bedeniniz aydınlık olur.

kama tu jinsi ilivyo kwa mwili baridi wa dada yetu usioweza kufanya lolote, je, nasi pia tumekuwa hivyo?
hissiz, aynı kız kardeşimizin cansız bedeni gibi, biz de hissiz miyiz?

"nawaambieni ninyi rafiki zangu: msiwaogope wale wanaoua mwili, wasiweze kufanya kitu kingine zaidi.
‹‹siz dostlarıma söylüyorum, bedeni öldüren, ama ondan sonra başka bir şey yapamayanlardan korkmayın.

ambapo viungo vingine havihitaji kushughulikiwa. mungu mwenyewe ameuweka mwili katika mpango, akakipa heshima zaidi kiungo kile kilichopungukiwa heshima,
gösterişli üyelerimizin özene ihtiyacı yoktur. ama tanrı, değeri az olana daha çok değer vererek bedende birliği sağladı.

kwa kuwa mkate huo ni mmoja, sisi, ingawa ni wengi, tu mwili mmoja; maana sote twashiriki mkate huohuo.
ekmek bir olduğu gibi, biz de çok olduğumuz halde bir bedeniz. Çünkü hepimiz bir ekmeği paylaşıyoruz.