Sie suchten nach: övüyorlardı (Türkisch - Afrikaans)

sürekli tapınakta bulunuyor, tanrı'yı övüyorlardı.
en hulle was gedurig in die tempel en het god geprys en gedank. amen.

yeruşalimdeki İsrailliler mayasız ekmek bayramını yedi gün büyük sevinçle kutladılar. levililerle kâhinler rabbi yüceltmek amacıyla kullanılan yüksek sesli çalgılarla her gün onu övüyorlardı.
so het dan die kinders van israel wat in jerusalem aanwesig was, die fees van die ongesuurde brode sewe dae lank met groot blydskap gevier, terwyl die leviete en die priesters die here dag vir dag geprys het met kragtige instrumente tot eer van die here.

her gün tapınakta toplanmaya devam eden imanlılar, kendi evlerinde de ekmek bölüp içten bir sevinç ve sadelikle yemek yiyor ve tanrı'yı övüyorlardı. bütün halkın beğenisini kazanmışlardı. rab de her gün yeni kurtulanları topluluğa katıyordu.
en dag vir dag het hulle eendragtig volhard in die tempel en van huis tot huis brood gebreek en hulle voedsel met blydskap en eenvoudigheid van hart geniet,

adam kalktı, hemen şiltesini topladı, hepsinin gözü önünde çıkıp gitti. herkes şaşakalmıştı. tanrıyı övüyorlar, ‹‹böylesini hiç görmemiştik›› diyorlardı.
en dadelik staan hy op en neem sy bed op en gaan voor die oë van almal uit, sodat almal verbaas was en god verheerlik en sê: so iets het ons nog nooit gesien nie!