Sie suchten nach: Üzülmüştüm (Türkisch - Englisch)

orada bozulan onca kitaba çok üzülmüştüm, çünkü yok olan şey bilgiydi.
and i was really upset about all the books being wrecked, because it was knowledge being destroyed.

kendi arabamında suyun üstünde yüzdiüğünü görünce çok üzülmüştüm ve ağlamaya başladım.
i was very upset when i saw that my car was floating and started to cry.

bir defasında bana dünyanın kaynaklarını ne kadar hızlı kullanmakta olduğumuz anlatılmıştı, Çok üzüldüm, hatta dünyanın sadece beş milyon yılı kaldığını daha sonra güneş tarafından yutulacağını öğrendiğim zaman kadar çok üzülmüştüm.
and once it was sort of explained to me how fast we were using up the world's resources, i got very upset, about as upset as i did when i realized that the earth will only last about five billion years before it's swallowed by the sun.

İstanbul, türkiye’de öğrenci olan kepçeler, “çok üzülmüştüm” diyor, “okulumuzun yıkılmasını hiç istememiştim”.
“i was so upset,” says kepceler, a student in istanbul, turkey, “i didn’t want to see it demolished.”

bruce kız arkadaşı onu terk ettiğinde son derece üzülmüştü, ama kısa sürede atlattı.
bruce was terribly upset when his girlfriend left him, but he soon got over it.