Sie suchten nach: üstesinden (Türkisch - Englisch)

her üstesinden gelir
handles any job

onun üstesinden gelebilirim.
i can deal with it.

bunun üstesinden gelebiliriz.
we can deal with this.

nasıl üstesinden geliyorsun?
how're you holding up?

tom'un üstesinden gelebilirim.
i can handle tom.

onun üstesinden geleceğimi söyledim.
i said i would handle it.

fakat bu işin üstesinden gelebilir.
on the listening host, i.e.

o, İngilizcenin üstesinden iyi gelir.
he can handle english well.

hiçbir zaman üstesinden gelemezler."
they'll never be able to cope."

Üstesinden gelinemeyecek bir sorun oluştu
an unhandlable error occured

bunun üstesinden daha sonra geleceğim.
i'll handle that later.

ben üstesinden geldim. sen de gelmelisin.
i got over it. you should, too.

gerçekten yaşlanmanın üstesinden gelinebileceği mantıklıdır
it's actually a sensible way of coping with the inevitability of aging.

o özel sorunun çok iyi üstesinden geldin.
you handled that particular problem very well.

tom'un durumun üstesinden gelebileceğini sanmıyorum
i don't think tom can deal with the situation.

biz şimdiye kadar bunun üstesinden gelemedik.
we haven't been able to handle this so far.

ben hiv pozitifim. hepsinin üstesinden geldim."
i'm hiv positive. i've dealt with it all."

birçok insan artık allerjilerin üstesinden geliyorlar.
a lot of people are dealing with allergies now.

bunun üstesinden gelmenin bir yolu olmalı, rosie.
and there's got to be some way to do that, rosie.

bunun üstesinden geldi demiyorum; üstesinden gelmedi.
i don't say he overcame this; he didn't overcome it.