Sie suchten nach: anlayabilir (Türkisch - Englisch)

tom bizi anlayabilir.
tom can understand us.

onu kim anlayabilir?
the heart is deceitful above all things, and desperately wicked: who can know it?

onlar beni anlayabilir.
they can understand me.

Çocuklar bile onu anlayabilir.
even children can understand it.

fransızca anlayabilir misin?
can you understand french?

bir çocuk bile onu anlayabilir.
even a child can understand it.

Çocuklar bile bu kitabı anlayabilir.
even children can understand this book.

ortalama zekada birisi bunu anlayabilir.
a person with average intelligence would understand that.

ne demek istediğimi daha sonra anlayabilir.
she may realize later what i meant.

onun teorilerini çok az sayıda insan anlayabilir.
few people are able to understand his theories.

Çocuk olmasına rağmen, onun hikayesini anlayabilir.
even though he's a child, he can understand her story.

o, öyle bir aptal değil fakat onu anlayabilir.
he is not such a fool but he can understand it.

hücresel yaşamın temelini genetik düzeyinde anlayabilir miyiz?
could we understand the basis of cellular life at the genetic level?

biz bu misalleri insanlara veriyoruz, onları ancak bilenler anlayabilir.
and (as for) these examples, we set them forth for men, and none understand them but the learned.

kendi gönüllü itfaiye teşkilatı olan her kasaba bu düşünme tarzını anlayabilir.
every town that has a volunteer fire department understands this way of thinking.

ancak rüzgar seni sarhoş ettiğinde ciğerlerin havanın tadını ne kadar sevdiklerini anlayabilir.
but getting the wind knocked out of you is the only way to remind your lungs how much they like the taste of air.

sen beni anlayabilirdin
understand me