Sie suchten nach: bırakmaz (Türkisch - Englisch)

bu bize fazla zaman bırakmaz.
that doesn't leave us much time.

ona güvenebilirsin. seni yarı yolda bırakmaz.
you can trust him. he'll never betray you.

kayışı bırakır bırakmaz, köpek kaçtı.
as soon as i let go of the leash, the dog ran away.

ahmetay, "bu tedbir ülkenin varlıklarını serbest bırakmaz.
"this measure would not release assets for the country.

allah, süresi gelmiş olan bir canı geriye asla bırakmaz!
and allah grants respite to none when his appointed time (death) comes.

tpe conta, uzun kullanımlar sonrasında bile pencere üzerinde iz bırakmaz.
the tpe seal does not leave traces on the window, even after prolonged use.

(Şeytan'ın) kardeşleri ise, onları sapıklığa sürüklerler, sonra peşlerini bırakmazlar.
and the devils pull those who their brothers into error, and then do not make any relaxation.