Sie suchten nach: belirsizliğini (Türkisch - Englisch)

anlaşmanın ayrıntıları belirsizliğini koruyor.
many details remain unclear.

salıverilme şartları hala belirsizliğini koruyor.
the circumstances of his release remain murky.

azınlık hissedarlarının durumu da belirsizliğini koruyor.
the status of minority shareholders also remains uncertain.

akp ile chp arasında varılan anlaşmanın ayrıntıları belirsizliğini koruyor.
details of the agreement hashed out between the akp and chp remain unclear.

yine de, eski yugoslav sektör liderinin geleceği belirsizliğini koruyor.
even so, the future of the former yugoslav industrial leader remains uncertain.

bunun sonbahardaki seçime değin sürüp sürmeyeceğiyse belirsizliğini koruyor.
still unclear is whether it will survive the autumn election.

Çok sayıdaki tutuklamaya rağmen davanın önemli ayrıntıları hala belirsizliğini koruyor.
despite many arrests, important details of the case are still unclear.

ancak kaddafi'nin ölümünün hangi şartlarda gerçekleştiği belirsizliğini koruyor.
circumstances surrounding the death, however, remain blurry.

ab'nin planı hukuki açıdan bünyesine alıp almayacağı ise belirsizliğini koruyor.
whether the eu will acquire the plan in legal terms is an unresolved issue.

bm savaş suçları mahkemesi'nin duruşmayı ele alıp almayacağı ise hl belirsizliğini koruyor.
still unclear is whether the un war crimes tribunal will pick up the case.

İbar'ın kuzeyinde yaşayan sırpların durumu belirsizliğini sürdürüyor. [reuters]
serbs living north of the ibar remain in limbo. [reuters]

belirsizlik
defined and undefined