Sie suchten nach: bilet (Türkisch - Englisch)

bilet
ticket

ucuz bilet.
cheap ticket.

bilet gişesi
ticket office

bilet, lütfen.
ticket, please.

bilet holü kapasitesi
ticket hall capacity

bilet kontrol ediyordu.
he was checking a ticket.

bilet gişesi nerede?
where is the ticket window?

bilet holü çıkış kapasitesi
ticket hall exit capacity

bilet, ham demir çubuk
billet

bilet holünde yürüme süresi
walking time in the hall ticket

bilet alacak param yoktu.
i had no money to buy the ticket.

nereden bilet satın alabilirim?
where can i buy tickets?

bir bakayım. kaç bilet istiyorsun?
let me check. how many tickets do you want?

bilet holü çıkışlarında bekleme süresi
waiting time at the ticket hall exits

bilet almak için sırada durmalısınız.
you must stand in a line to buy the ticket.

arakattan bilet holüne yürüme süresi
walking time from mezzanine floor to ticket hall

san diego'ya iki bilet, lütfen.
two tickets to san diego, please.

bilet ofislerine erişim sağlayan kapılar;
doors providing access to ticket offices;

bİlet holÜ yolcu yÜkÜ
ticket hall passenger load