Sie suchten nach: getirmez (Türkisch - Englisch)

para her zaman mutluluk getirmez.
money does not always bring happiness.

İnsana yarar getirmez› diyor.
for he hath said, it profiteth a man nothing that he should delight himself with god.

servet bize her zaman mutluluk getirmez.
wealth does not always bring us happiness.

kitap turunda şans getirmez mi?" dedim.
is that a good luck on the book tour card?"

kafirlerin küfrü, kendilerine ziyandan başka bir şey getirmez.
and for the infidels their infidelity increastth naught save loss.

savaş, barış getirmez. tam tersine, o acı ve keder getirir.
war doesn't bring on peace; on the contrary, it brings pains and grief on both sides.

domuz çatal ve yarık tırnaklıdır, ama geviş getirmez. sizin için kirli sayılır.
and the swine, though he divide the hoof, and be clovenfooted, yet he cheweth not the cud; he is unclean to you.

(efendisi) onu nereye gönderse bir hayır getirmez (bir iş beceremez).
wherever he directs him, he brings no good.

3.bu madde, Üye devletlerin birlik yasalarınıuygulama yükümlülükleriniveya komisyon’un imtiyazlarınıve ödevlerine halel getirmez.
in particular, measures referred to in paragraph4(a) shall not affect nationalprovisions on the donation or medical use of organs and blood.

dtp genel başkan yardımcısı amine ayna kalabalığa hitaben yaptığı konuşmada, "Ölüm çözüm getirmez." dedi.
"a solution does not come with deaths," dtp deputy leader emine ayna told the crowd.

İşbu madde 27.2.2. hükmü, görevli Şirket’in sözleşme’nin feshi halinde kanundan doğacak haklarına halel getirmez.
the provision 27.2.2 of this article does not prejudice the rights arising from the law in case of the termination of the contract.

"eğer onu bana getirmezseniz bundan böyle benden bir ölçek bile alamazsınız ve bana artık yaklaşmayın da."
and if ye bring him not unto me, then there shall be no measure for you with me, nor shall ye draw near.