Sie suchten nach: hazine vardır (Türkisch - Englisch)

altında onlara ait bir hazine vardı.
beneath it was (buried) a treasure which belonged to them.

duvarın altında onlara ait bir hazine vardı.
beneath it was (buried) a treasure which belonged to them.

bulunduğu yeri ve şimdiyi düşünür ve aklında anlık haz vardır.
he just thinks about the here and now and the immediate gratification.

duvar ise şehirde iki yetim çocuğun idi. altında onlara ait bir hazine vardı.
"the tumbling wall belonged to two orphans in the town whose father was a righteous person.

"duvar ise kentteki iki öksüze aitti. duvarın altında onlara ait bir hazine vardı.
"the tumbling wall belonged to two orphans in the town whose father was a righteous person.

afp tarafından kaydedilen sözlerinde dimitrov, "bu son derece iyi işlenmiş parçalara rakip olabilecek sadece bir hazine vardır, o da antik truva'da bulunan altın hazineleridir," dedi.
"there is only one find that rivals these extremely well-crafted pieces -- the golden treasures found in ancient troy," the afp quoted him as saying.

"duvara gelince, şehirde iki yetim çocuğun idi; altında da onlara ait bir hazine vardı; babaları ise iyi bir kimse idi.
"the tumbling wall belonged to two orphans in the town whose father was a righteous person. underneath the wall there was a treasure that belonged to them.

"duvara gelince, şehirde iki yetim çocuğun idi; altında da onlara ait bir hazine vardı; babaları ise iyi bir kimse idi. rabbin istedi ki, o iki çocuk güçlü çağlarına erişsinler ve rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar.
"and as for the wall, it belonged to two orphan boys in the town; and there was under it a treasure belonging to them; and their father was a righteous man, and your lord intended that they should attain their age of full strength and take out their treasure as a mercy from your lord.