Sie suchten nach: hep benimle kal (Türkisch - Englisch)

hep benimle kal
i'm happy

benimle kal
stand by me

benimle kal.
stay with me.

"hadi. benimle kal. yapabiliriz. birlikte başarabiliriz ."
"come on. stay with me. we can do it. we can do it together."

niye hep ben?
why always me?

fakat o ses bana seslenmeyi sürdürüyordu: "haydi, benimle kal."
but this voice kept calling me: "come on, stay with me."

Şey, bilmiyorum, sadece benimle kalın. tamam mı?
so, i don't know, just stick with me. right?

mahkeme'ye çıkartılan en üst düzey bosnalı sırp konumundaki plavsiç, "bunca insanın acı çekmesine yol açtığım ve halkımın ruhunu kirlettiğim düşüncesi hep benimle olacak." dedi.
"the knowledge that i'm responsible for such human suffering and for soiling the character of my people will always be with me," said the highest-ranking bosnian serb official to appear before the court.

ve bu konuşmayı hep ben vermedim. siz verdiniz, ve bizler sizi izlemek zorundaydık, ve böyle devam eder.
and i didn't give the talk always. you did, and we had to watch you, and so forth.

Şehwan Şerif'e gitme arzusu sinirlerimi bozuyordu, enquiry otobüs durağı'nda otobüsten indiğimde lalshahbaz qalander'in yaya yolunda durduğunu gördüm. elimi sıkmak için elimi uzattım ama başını salladı ve şöyle dedi: "beni düşünüyordun, ben de sana geldim.“ yarım saat kadar benimle kaldı.
the desire to go to sehwan sharif was riding my nerves, when i got down the bus at enquiry bus stop, i saw lalshahbaz qalander standing on the foot path. i extended my hand to shake hand but he shook his head and said, "you were thinking of me so i came to you." he stayed with me for about half an hour.