Sie suchten nach: istiyorum onu (Türkisch - Englisch)

bu eteği istiyorum. onu deneyebilir miyim?
i like this skirt. may i try it on?

ne istiyorsanız onu alın.
help yourself to whatever you like.

ve gerçekten dünya liderlerinin yakalarını sallamak istiyorum onların neler olup bittiğini anlamasını istiyorum.
and i wanted to really shake the lapels of world leaders to get them to understand what is happening.

yardımımı istiyorsanız onu talep etmeniz gerekecek.
if you want my help, you'll have to ask for it.

bu kalemi istiyorsan, onu sana ödünç veririm.
if you want this pen, i will lend it to you.

bir dili iyi öğrenmek istiyorsanız, onu kendiniz öğrenin.
if you want to learn a language well, learn it yourself.

kullanılabilir beagle arka uçlarından hangisini etkinleştirmek istiyorsanız onu seçin.
select which of the available beagle backends you want to have enabled.

eğer parfümeride kariyer yapmak istiyorsanız, onu bırakmayı hiç istemezsiniz.
you really don’t want to leave it if you want to have a career in perfumery.

onu istiyor musun? eğer istiyorsan, onu senin için alacağım.
do you want that? if so, i'll buy it for you.

gönüllü bir şekilde örtünmekten bahsetmiyorum, bence kadınlar canları ne istiyorsa onu giyebilmeliler.
i'm not talking about voluntary wearing of a veil -- women should be able to wear whatever they want, as far as i'm concerned.

siz çalışanlarınızın ne istiyorsanız onu yapmalarını dilersiniz, ve eğer ki bunu bitirmişlerse, daha fazlasını da yapabilirler.
you want your employees to do what you ask them to do, and if they've done that, then they can do extra.

veya, biraz tahrip edici olmak istiyorsan, onu sadece kırabilirsin. ve bilirsiniz, köşe at gitsin.
or if you want to be destructive, you can just crumple it up and, you know, toss it to the corner.

" – thales* "komşularının sana ne yapmasını istiyorsan, onlara da onu yap.
* "do not do to others that which angers you when they do it to you.

allah ahirette onlara bir pay vermemek istiyor. onlar için büyük bir azap var.
allah desireth not to provide for them a portion in the hereafter; and theirs shall be a torment mighty.