Sie suchten nach: karşın (Türkisch - Englisch)

buna karşın haklıydı.
he was right after all.

o, buna karşın geçmedi.
he didn't pass after all.

buna karşın, birtakım uygulamalar mevcuttur.
however, certain practices may exist.

büyüklüğüne karşın ülkemizin en sığ göllerindendir.
in spite of its size, it is one of the shallowest lakes in our country.

buna karşın ithalat daha pahalı hale gelir.
imports to the country become more expensive.

kötü insanın ise, kötülüğüne karşın ömrü uzuyor.
all things have i seen in the days of my vanity: there is a just man that perisheth in his righteousness, and there is a wicked man that prolongeth his life in his wickedness.

ev hâlâ mirasçılara ait olmasına karşın ziyaretçilere açık.
though still owned by the heirs, their house is open to visitors.

kaybolma ihtimalimize karşın, yönleri yazmayı düşündüm.
we thought we would write out the directions, in case you got lost.

buna karşın sırbistan bayanlar voleybolda iyi haberler aldı.
she said an inflammation in her right thumb is continuing to bother her.

buna karşın, arnavutluk'ta asgari ücret 142 avro.
by contrast, the minimum salary in albania is 142 euros.

her yaşta görülebilmelerine karşın ileri yaşlarda daha sıktırlar.
even though it can be seen at any age, it is more common in advanced ages.

ekonomik durgunluğa karşın, ticari ürün fiyatları hala yüksek.
in spite of the depression, the prices of commodities are still high.

grup, ihtilaf sırasında düşman olmasına karşın birlikte yürüyor.
the group rallies together, despite being enemies in the conflict.

Öneriyi makedon tarafı kabul etmesine karşın yunanistan reddetti.
the macedonian side accepted the proposal, but greece rejected it.

soruşturma sürmesine karşın, maddenin nereden geldiği halen belirsiz.
an investigation is under way, but it is still unclear where the substance originated.

buna karşın enflasyonu düşürme hedefi tutturulamadı. [getty images]
however, the goal of lowering inflation was not achieved. [getty images]

rabbin, ‹‹bunu yapmayacaksınız›› demiş olmasına karşın putlara taptılar.
for they served idols, whereof the lord had said unto them, ye shall not do this thing.

yıkıl karşımdan
get out of my face