Sie suchten nach: lüks (Türkisch - Englisch)

lüks
lux

lüks tasarım
luxurious design

lüks değildir.
they are not luxuries.

lüks leopard ya
tabuto

seksi ve lüks y
trendy dressup

lüks içinde yaşarlardı.
they used to live in luxury.

lüks bir hayat yaşıyordum.
i lived the high-life.

Çin yakında lüks markalar için
china is soon to pass the u.s.

bunun dışındaki her şey lüks.
everything else is a luxury.

o, lüks bir hayat sürdü.
he led a life of luxury.

bÜyÜkÇekmece gÖlÜ manzarali lÜks konutlar
luxury houses with buyukceme lake view

ve lüks yemekler tamamıyla fransızdı.
and fancy food was entirely french.

taksiye binmek benim için bir lüks.
taking a taxi is a luxury for me.

basin ekpress Üzerİnde lÜks bİr proje
a luxurious project on basin ekpress

"ve dağlardan lüks köşkler yontuyorsunuz."
"and ye carve houses out of (rocky) mountains with great skill.

sanat bir lüks değil fakat bir gerekliliktir.
art is not a luxury, but a necessity.

makedonya'da her yerden lüks uydu kent fışkırıyor
luxurious suburbs spring up in macedonia

beldede altı yeni lüks otel inşaat halinde bulunuyor.
up to six new luxury hotels are under construction in the resort.

lüks oteller, yunan turizm sektörünün Çehresini değiştirdi
deluxe hotels change face of greek tourism industry

her detayda usta eller ile kaliteli ve lüks malzemelerin buluşması.
a combination of quality and luxurious materials with skilled hands in each detail.